TARİHİN EN İLGİNÇ İNANIŞLARINDAN BİRİ; GÜNAH YİYİCİLİK

Tarihe ilgi duyanlar mutlaka bilirler 18. ve 19. yüzyılda, dünyadaki en ilginç inanışlardan biri olan günah yiyicilik İngiltere ve İskoçya’da yaşanıyordu. Sevilen bir kişi yaşamını yitirdiğinde acılı aile ölen kişinin göğsüne bir ekmek yerleştiriyordu ve bir günah yiyici çağırarak tören halinde ölen kişinin günahlarından arınış anları izleniyordu.

Peki neydi bu günah yiyicilik? Bir kişi ölmeden önce işlediği bütün günahlardan, öldükten sonra kolayca arınabilir miydi? Görünen o ki 18. ve 19. yüzyılda yaşayanlar bunun mümkün olduğuna yürekten inanıyorlardı. Acaba bu inanış insanlar hayattayken onları kolayca günaha davet ediyor muydu? Günah yiyiciyi tutan aile, ölen kişinin üzerine konulan ekmek parçasının, kaybettikleri kişinin günahlarını emeceğine ve bu günahların, o ekmeği yiyen kişiye geçeceğine inanıyordu.

Günah yiyiciler kolayca tahmin edileceği gibi çok fakir kişiler ve dilencilerdi. Üstelik manevi anlamda oldukça ağır bir iş olan günah yiyiciliği bir tabak yemek ve ellerine tutuşturulan çok az bir para için yapıyorlardı. Böylesine dinci bir dönemde, ruhlarını riske atmaya kalkışan ve günah yiyicilik işini yapanlar genellikle, yiyecek-içecek gereksinimleri bu tür endişelerden daha ağır basan ya da hayatta kalabilmek için ağır basmak zorunda olan yoksul insanlardı. Acaba onlar bu işi yaparken gerçekten sadece bir ekmek yiyerek günahkar olduklarını hissediyorlar mıydı? Buna gerçekten inanıyorlarsa, zaten yoksulluk içinde geçen zor hayatlarına bir de ruhsal bir çöküş ekleniyordu. Üstelik toplum içinde birçok kişinin günahlarını kendi ruhlarına çektikleri için “günahkar” olarak nitelendirilip, daha da dışlanıyorlardı. Ne var ki onları dışlayan insanlar, bu işi yaptırmak için yine onlara muhtaçlardı. Ayrıca günah yiyiciler acılı ailelerin, kaybettikleri kişi hakkında yaptıkları itirafları da dinlemek zorunda kalıyorlardı.

1813’te basılan Brand’s Popular Antiquities of Great Britain isimli inanç ve folklor incelemeleri kitabına göre, cenaze töreninde yüzü kapıya dönük bir biçimde oturan günah yiyiciye, 4 peni ve bir parça kuru ekmek ile bir kâse İngiliz birası verilirdi. Günah yiyici, kendine verilen ekmeği yer ve birayı da bir dikişte bitirirdi. Daha sonra, oturduğu tabureden kalkan günah yiyici, sükûnet içinde “Ölenin ruhunun huzuru ve rahatlığı için.” derdi.

Günah yiyiciler genel olarak toplumdan dışlanmış ve evsiz barksız muhtaç kişilerdi. Ancak bu işi yapanlar arasında herkes gibi yoksulluk içinde olmayan biri vardı. Bilinen son günah yiyici Richard Munslow. Munslow, bu geleneği 1900’lü yılların başına dek sürdürdü. Yazar Marie Kreft, Munslow’un bu işi yoksulluk nedeniyle yapmadığını, dört çocuğunu kaybetmesinin yol açtığı derin kederini bir nebze hafifletebilmek ve öte dünyada çocuklarının bağışlanmasını sağlayabileceğine duyduğu inanç nedeniyle yaptığını belirtiyordu.

1906 yılında ölen Richard Munslow’un Ratlinghope’taki mezarı oranın köylüleri tarafından geçtiğimiz yıllarda restore ettirildi. Ratlinghope Rahibi Norman Morris, Munslow’un mezarını onarırken günah yiyicilik geleneğini tekrar getirme gibi bir niyetlerinin olmadığını, sadece tarihlerine verdikleri önem sayesinde böyle bir şey yaptıklarını vurgulamıştır.

Yazı internet sayfalarından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Mavişehir ve İzmir'in en sevilen genel kültür, magazin ve güncel hayat dergisi.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir