2019 İÇİN MANİFESTO

Yılın son aylarında düşündük ne yazalım diye…
Kalemimiz konuştu, biz sustuk.
Ortaya çıkan yazıya baktık. Dedik, “Manifesto” olsun bunun adı.
Değişimin manifestosu.
2019’un Manifestosu.
Bu saate kadar görmezden gelmiş olabiliriz, ancak, 2019 öyle bir geliyor ki, değişmemek, değişimi ertelemek mümkün değil. Tatsız bir sürü ifadeyi ardı ardına yazmak durumunda kaldık, ancak, sabrederseniz, ilerleyen bölümde tatlıya bağladık bütün olumsuzlukları.
2019’a girerken olumsuz bir çok tablo gözler önüne serilse de, biliyoruz ki, gecenin karanlığından önce şafak söker ve güneş her yeri aydınlatır.

*****

Ağlanma, sızlanma, darlanma, dertlenme, dertleşme, yazıklanma, söylenme, uflayıp puflama, cık cıklama, küfretme, küflenme, körleşme, yüzüne gülüp arkasından konuşma, negatif çöpleri üstümüze boca etme, idare etme, katlanma, kaygılanma, görmezden gelme, mazeret sıralama, şikayet etme, hayıflanma, laf sokma, lafla peynir gemisini yürütme, kendini kontrol edememe, kastetme, manipüle etme, sorumluluğu devretme, anlamamazlıktan gelme, başkalarından bekleme, şart koşma, değişmekten korkma, şartların esiri olma, suçlama, problemleri erteleme, topu üçüncü kişilere atma, körü körüne bağlanma, her şeyi Allah’tan bekleme, kadere boyun eğme, kurban rolüne girme, kişisel algılama, yargılama, hor görme, “ocu- bucu- şucu” diyerek aşağılama, kibirlenme, dışlama, kutuplaşma, particilik yapma, hizipleşme, kenara çekilme, darılma, gücenme, pes etme, küsme, vazgeçme, kirlenme, onu bunu karalama, karanlığa küfretme, kendini değersizleştirme, yaşama sevincine sırtını dönme, çok bilme ancak bildiğini yapmama vb. insanlık halleri; yaşadığımız olağanüstü süreçlerde tedavülden kaldırılmıştır.

Kendini bilen, kendini bulan, kendine gelen, her şeyle baş edebilen, baktığını gören, işaretleri takip eden, farklılıklarla zenginleşen, eski köye yeni adet getiren, kendini yenileyebilen, teknolojiden ilham alıp beynini güncelleyebilen, vicdanının sesini duyabilen, soru soran, sorgulayan, 360 derece perspektifte bakabilen, kalp gözünü kullanabilen, zekasını parlatabilen, sağduyulu, hayvanlar kadar sadık, duyarlı, anlayışlı, Cumhuriyet kadar aydınlık, tarihten dersini almış, Atatürk’le uygarlaşmış, Nutuk’ta yazılanları içselleştirip hayatına alabilmiş, uyanabilmiş güzel insanların olduğu güzel bir memlekette yaşayabilmek için seçilmiş insan olmaya artık gerek yok. Sıradan insan olarak sıra dışı adımlar atmaya ihtiyacımız var. Değişim, bugün asıl işim. Değ.işim, bugün asıl işin. Bir gün mutlaka değil, bugün mutlaka…

*****

Karanlık olmadan aydınlığı, kötülük olmadan iyiliği, yanlış olmadan doğruyu, haksızlık olmadan adaleti, korku olmadan sevgiyi bilemeyen ve bunların hepsini yaşam denen oyunla deneyimlemeyi seçen insan varlığı için dileğimiz; oyunu görmemiz ve aydınlık günlere uyanabilmemiz. Mutlu yıllar dileriz.

Mavişehir ve İzmir'in en sevilen genel kültür, magazin ve güncel hayat dergisi.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir