Bir döneme damgasını vuran “Bizimkiler” dizisinin sekreter Demet’i ve Tatlı Kaçıklar’ın Aysu’su olarak tanıdığımız, sapsarı saçları mavi gözleri ve güzel enerjisi ile yıllardır severek izlediğimiz değerli sanatçı Buket Dereoğlu, Mavişehir Dergisi’nin sorularını tüm içtenliği ile yanıtladı..
Buket Hanım biraz çocukluk dönemlerinizden bahseder misiniz? Nerede doğdunuz? Nasıl bir eğitim aldınız? Öğrencilik yıllarınız nasıl geçti?
İstanbul doğumluyum. Annem ve babam ben 3 yaşındayken ayrılmışlar. Çok geçmeden her ikisi de ikinci evliliklerini yaptılar. Bununla beraber ben çok mutlu bir çocukluk geçirdiğimi hatırlıyorum. Üzerimde çok ilgi ve sevgi vardı…
Sanatçı bir aileden geliyorum, çok yoğun ve uzun çalışma zamanları olurdu turneler günlerce devam ederdi. Özel tiyatromuz vardı ve ayakta kalabilmesi için çok çalışmaları, durmadan turne yapmaları gerekirdi. İlkokuldan sonra orta ve lise öğrenimimi yatılı okudum… Ve ardından Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girdim. Şuan düşünüyorum da ben çok şanslı bir öğrenciymişim, hocalarım Türkiye’nin en iyi oyuncu ve eğitmenleriydi.Dolayısıyla kendi branşımda çok kaliteli ve iyi bir eğitim aldım.
Küçük yaşlarınızda seçmek istediğiniz başka bir meslek var mıydı? Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Evet hostes olmak çok istiyordum.Uçakla gezmek, topuklu ayakkabılar, hosteslerin kıyafetleri ve şapkaları o yaşlarımdaki aklımla tek hayalimdi… Orta okulda annemin çocuk tiyatrosu olan “İdil Abla Çocuk Tiyatrosu’nda” ilk kez sahneye çıktım. Ödüm patlamıştı heyecandan… Sonra zaman geçtikçe annemlerin oyunlarını kuliste izlemeye, dinlemeye, ezberlemeye taklit etmeye başladım…
Ve bir gün babam Ercan Yazgan bana “eğer bu işi yapmak istiyorsan okuluna gitmelisin” dedi. Ve ben o dönem annemin de dahil olduğu “Uğurlugiller” setinde çok sevgili Yıldız Kenter’le tanıştım… Hemen bana çalışmam gereken oyun kitaplarını aldırttı ve sınava hazırlanmaya başladım. Kendisi o zaman İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı bölüm başkanıydı. Onun sınavı Mimar Sinan Üniversitesi’ninkinden bir hafta sonraydı. Ve ben önce Mimar Sinan’a girip buradaki sınavı kazandım. Böylece akademik dönem de benim için başlamış oldu.
1989 yılında başlayan ve 16 yıl devam eden “Bizimkiler” dizisinde sekreter Demet karakteri ile herkesin sevgisini kazandınız. O dönemlerden bahseder misiniz?
Bizimkiler çok doğru hazırlanmış bir projeydi. Bugay Yapım’ın imzasını taşıyan bu proje, kast, senaryo, teknik, mekan ve hikaye anlamında bir bütün olarak birbirini mükemmel anlamda tamamlayan bir iştir. Her hafta evlere misafir olup izleyicisinden tam not alırdı. Hemen herkes kendinden bir kesit yakalardı.Basit, sade, gerçek ve temeli aile sevgisi ve bütünlüğü olan bu drama, hepimizin hafızasında, oyuncu olarak da seyirci olarak da çok önemli bir yerdedir.
Hangi ustalar vardı o kadroda?
Orhan Çağman, Güzin Özipek, Cihat Tamer, Erdal Özyağcılar, Mehmet Akan, Ercan Yazgan, Engin Şenkan, Savaş Dinçel, Mine Teber, Güzin Özyağcılar, Selçuk Uluergüven, Bensu Orhunöz, Sabriye Kara, Uğurtan Sayıner, Aykut Oray, Yaman Okay, Rutkay Aziz, Atılay Uluışık gibi çok değerli sanatçıların olduğu bir kadroya sahipti “Bizimkiler” dizisi…
Günümüzde yayınlanan dizileri ve yeni dönem oyuncularını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette ki dizi sektörü özellikle teknik anlamda çok ciddi gelişme göstermiş durumda. Durum güncellendikçe yenilik katmaktan çok birbirinin kopyası işlerin yapıldığını görmek pek hoş değil. Doğru senaryo, başarılı cast ve set ortamı gibi özelliklerin biraraya gelmesi ve bir oyuncu olarak böyle bir işe dahil olmakta şans.
Sizce Türk toplumunda tiyatroya hak ettiği değer veriliyor mu?
Elbette eksik tarafları arasak buluruz. Ama şuan için tiyatro seyircisinin hem ekonomik hem ilgi anlamında gelişen bir skalası var. Çok keyifli, renkli, ilgili ve istekli.
Gelelim dünyalar tatlısı oğlunuza… Okuyucularımız merak ediyorlardır, Buket Dereoğlu nasıl bir anne? Oğlunuzla en çok nasıl vakit geçirmekten keyif alıyorsunuz?
Oğlum Can’ı dünyaya getirmek hayatta verdiğim en doğru karar…Hayatımda olmadığım kadar sabırlı, bağımlı ve sevgi doluyum… Onunla geçirdiğimiz her andan ayrı bir keyif alıyorum.
Sizce anne olmak bir kadına neler öğretir?
Gelecek kaygısını öğretir, ”mutluluğu yürekten hissetmek nedir” onu öğretir, hayatın sana getirdiği her durumu (çocuğun için) kabullenip savaş verip ayakta kalmaya mecbur olmayı öğretir. Ve duyarlı olmayı öğrenirsin.
Buket Dereoğlu’nun güzellik sırlarını öğrenebilir miyiz?
Başta annem ve babam 🙂
Ve düzenli uyku..
Modayı takip ediyor musunuz? Günlük hayatınızda nasıl giyinmeyi tercih ediyorsunuz?
Modayı takip etmiyorum kendime uygun olanı-yakışanı giyiyorum. Sade ve rahat giyinmeyi her daim tercih ediyorum..
Oyunculukta kurallarınız var mı? Asla yapmam dediğiniz birşey varsa öğrenebilir miyiz?
Asla ‘yapmam’ dediğim kalıplarım yok. Tabii ki estetik önemli her ne olursa olsun çirkinliğin dahi bir estetiği var bana göre.
Kendinizi birkaç cümle ile tarif eder misiniz? Siz nasıl bir kadınsınız?
Çok sakin, hayattan genel olarak keyif alarak yaşamayı tercih eden, eğlenceli bir kadın olduğumu söyleyebilirim. Ama bunun yanında kurallarımı ve sınırlarımı belirlerim ve bu da hoşuma gider, beni mutlu eder.
Son olarak İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
İzmir benim “Aşk”ım… Halalarım ve baba tarafımın büyük bir kısmı İzmir’de yaşıyorlar. İzmir turnelerine bayılırım.. Her yaz ya da en azından boş bulabildiğim tüm zamanımda İzmir ve Çeşme (Ilıca-Alaçatı) kaçtığım tek yer. Hayatımın bir döneminde İzmir’de yaşamak niyetindeyim. Denizi, güneşi, havası, rüzgarı… Ege insanı çok değerlidir. Güleçtir, sevecendir, sıcaktır… Severim çok severim.
Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyoruz..
Ben de İzmir’in değerli dergisi, Mavişehir Dergisi’ne çok teşekkür ediyorum. Tüm Mavişehir Dergisi okuyucularının yeni yıllarını kutluyorum.
