MERİÇ ERYÜREK’TEN TANRININ SAATİ

0
4

Tanrının Saati; İzmir, Urla’da geçen karanlık bir tekno-gerilim hikayesi. Amerikan firması Worldbond, kanser araştırmaları sırasında kazayla bulduğu bir teknolojiyle yarattığı genetik (mitolojik) yaratıkları (kentorlar, satirler, Tepegöz, Minotor, orman perileri, Kerberos) Urla, Demirciler Koyu’nda açtığı Mythasia adlı dev eğlence merkezinde sergilemeye başlayacaktır. Mythasia açılmadan önce internette bir çekiliş yapılır. Çekilişi kazanan on talihli aile, dünyanın dört bir yanından İzmir’e gelirler. Bu arada Amerikan başkanının eşi de parkın sahibinin davetlisi olarak Mythasia’ya girer.

Yaratıklar insanlarla, insanlar yaratıklarla ilk kez karşılaşırlar. Bu arada PETA protestocuları da kendilerini parkın trafosuna zincirleyip bir eylem başlatırlar. Akşama doğru, beklenmedik bir patlamayla parkın çalışma düzeni bozulur. Günde üç vardiya aşılanmaları gereken yaratıkların aşı sistemi aksamaya ve yaratıklar saldırganlaşmaya başlar. Park tecrit edilir. Aileler ve insan personel parkın içinde mahsur kalır.

Bu arada, parkın altında, World Bond adı verilen bir laboratuvar olduğunu ve burada genetik savaş makineleri yaratıldığını öğreniyoruz. Bu yaratıklar da serbest kalınca, ölüm tehlikesiyle dolu bir kaçış mücadelesi başlar. Amerikan Ordusu’nun vurucu timi de parkın sırlarını korumak için helikopterlere binip yola çıkar. Heyecan dolu satırları ve hikayenin sonunu merak ediyorsanız “ Tanrı’nın Saati” adlı kitabı okumalısınız.

Tanrı’nın Saati adlı kitabın sonradan İzmirli ve Urlalı olmuş biri tarafından yazılmış olması ve hikayenin Urla’da geçmesi bir İzmirli olarak ilgimizi çekti doğrusu.

Meriç Eryürek Biyografi

Kitabın yazarı 1973 doğumlu Meriç Eryürek, çocukluğunu ve gençlik yıllarını İstanbul’da geçirmiş, Tarhan Koleji’nden mezun olduktan sonra bir süre seyahat etmiş, kısa hikayeler yazmıştır ve Milliyet Genç Yazarlar Hikaye Ödülü’nü kazanmıştır.  1994 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü’nde eğitimine başlayan Meriç Eryürek eğitimi sırasında NET Dergisi’nde serbest yazar ve çevirmen olarak çalıştı.
1998 yılından itibaren Milliyet Dergi Grubu ve Sabah Elektronik Yayıncılık’ta editörlük, ixir ve e-kolay’da yöneticilik ve proje müdürlüğü yaptı. Bu yıllarda kimsenin görmediği ilk romanı Tanrı Synesis‘i kaleme aldı ve bitirdiği gün yok etti. 2003 yılında reklam yazarlığına başladı. Lajans ve Publicis için reklam yazarlığı yaptıktan sonra üç ortağıyla kendi reklam ajansı Sihir’i kurdu. 2008 yılına kadar Sihir’in kreatif direktörü olarak çalıştı. 2008 yılında Urla’ya yerleşti ve ikinci romanı Tarumarname‘yi yazmaya başladı. Tarumarname 2012 yılının Kasım ayında Epsilon Yayınevi tarafından yayımlandı.

mavisehir-dergisi-meric-eryurek2

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz