TUĞÇE TAYFUR İLE ÖZEL RÖPORTAJ

0
273

Değerli sanatçı Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe Tayfur, İsmail Gökgez’e verdiği özel röportajında Mavişehir Dergisi okurları için hakkında merak edilenleri anlattı. 

Bana biraz “Joker” grubundan bahseder misiniz?
Üniversite yıllarında müzik yapmaya çalışırken kurduğum bir gruptu. Onlar solist arıyorlardı konuştuk, grubu kurduk. Birlikte bayağı belediye konserleri yaptık, tramvayda şarkılar söyledik. 4 sene falan çalıştık, sonra Amerika’ya gitmek zorunda kaldığım için ayrıldık.

İnsanın babasıyla aynı mesleği yapmasının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Dezavantajı sadece senin yaptığın işlerin iyi olması gerekiyor, çünkü o iyi işler yapmış ve kötü işi yok. Dolayısıyla sen de yapacağın işlerde seçici olmalısın. En büyük avantajı da ondan müziği öğrendim.

Sanatkâr insanların çocukları olarak dünyaya gelmek nasıl bir şey?
Tehlikeli, çünkü hep göz önündesin. Ne kadar saklamaya çalışsalar da seni, onların yapmış olduğu mesleği seçmesen de, bir şekilde karşılaşıyorsun. Benim dönemimde babam ve annem biraz daha dikkatlilerdi, ben daha uzak büyüdüm. Mesela Hülya Avşar’ın kızı Zehra, hiç bu meslekte değil ama kız küçüklüğünden beri göz önünde. Bir ara sigarayla yakalandı diye haber yaptılar. Size ne?! O yüzden böyle dezavantajları tabii ki var. Gerçekten olmak istediğin karaktere bürünemiyorsun, üzerinde hep bir sorumluluk oluyor.

İnsanın babasıyla klip çekmesi, rahat bir şey olmalı. Bu konuda beni onaylıyor musunuz?
Ne rahatı? Ferdi Tayfur’dan bahsediyorsun. (Gülüyor) Ferdi Tayfur’la klip çekiyorsun, saatler kıyafetler, her şeyin dört dörtlük olmalı. Bayağı diken üstündeydim. Saat kaç, niye bitmiyor bu klip? diye sürekli sordum. (Kahkahalar atıyor)

Babanızla olan ilişkinizi tarif eder misiniz?
Usta-çırak ilişkisi, beraber sahne yaptığımızda kendimi tamamen çırak gibi hissediyorum. Bir keresinde sahne öncesi onun odasında prova yaptık, sesim titriyordu kontrol edemiyordum. Bana bakma başka tarafa bak dedim. (Gülüyor) Kızım dedi, birazdan yüzlerce insana şarkı söyleyeceksin.

İnsanlar sizi gördükleri zaman tepkileri ne oluyor?
Bir tane olayım var onu anlatmazsam ölürüm, meğer beni tanıyorlarmış. Ben makyajsız rahat rahat dışarı çıkıyorum, bir gün Bülent (Seyhan) Abi’nin ofisine gideceğim, kafeye oturdum çay söyledim kendime, derken bir tane adam geldi yanıma telefonunu uzattı, ben telefonunu aldım adamın elinden, adam bana bakıyor ben ona… Nasıl çekeyim falan diye soruyorum adama. Yok dedi, Tuğçe Hanım ben sizinle fotoğraf çektirmek istiyorum. He öyle mi pardon dedim. (Gülüyor) Meğer benimle fotoğraf çektirmek istiyormuş. Genelde, biz babanızı çok seviyoruz hayranıyız onunla büyüdük, annenize bayılıyoruz sizin sesiniz de çok güzel gibi tepkiler veriyorlar.

Söz yazmak, vokal, solistlik, besteliyorsunuz da… Babanızın bütün genleri size geçmiş diyebilir miyiz?
Yok, hepsi geçmemiş bence ama gırtlak yapısı, beste yapma gibi özelliklerimin geçtiğine, genetiğe inanıyorum. Annemden de oyunculuğun geçtiğini düşünüyorum.

Nasıl bir annesinizdir?
Bilmem, Efe’ye sormak lazım. (Gülüyor) Ben severim çocuklarla oynamayı zaten. Efe daha çok küçük olduğu için sabahtan akşama kadar oyun oynuyoruz. Onun kaydırağı var evde mesela ondan çok ben kayıyorum. (Gülüyor)

Anne ve babanızın anlattıklarından yola çıkarak siz nasıl bir çocuk muşsunuz?
Çok yaramazmışım. Ben sanatla uğraşan insanların çok normal olduklarını düşünmüyorum. Ben biliyorum mesela normal bir insan olmadığımı, bunu kabul ettim.(Gülüyor)

Daha önce müzik geçmişiniz olmasına rağmen “Babamın Şarkıları” albümüyle öne çıktınız değil mi?
Beyaz (Show) aslında benim hayatımı değiştirdi. Türkan Şoray’ın “Uzaklarda Arama” filmi için seslendirdiğim “Huzurum Kalmadı” şarkısını Beyaz’da söyleyince insanlarda şöyle bir algı oluştu: Tuğçe, babasının şarkılarını söylemeli. Sonra Bülent Abi’yle görüştük ve böyle bir projeye girdik. Güzel tepkiler de aldım. Genelde babamın hayranları onun şarkılarını başkasından duymayı pek istemez ama-ben aile kontenjanından yararlanarak-onlar da sevdi, beğendiler. Bu tamamen proje bir albümdü, proje albüm yapmayı seviyorum.

Babanızın şarkıları yerine sıfır şarkılardan oluşan bir albüm de yapabilirdiniz neden “Babamın Şarkıları”?
Yeni şarkı yaparsam genelde single single ilerlemeyi tercih ediyorum çünkü yaptığın şarkılar çok çabuk tükeniyor ya, ben ondan hoşlanmıyorum. O yüzden tek bir şarkıya 2-3 aylık bir zaman verip insanlara onları yaymak daha kolay oluyor. Albüm yaparsam belki o albümün içinde 4-5 tane şarkı var, hepsi güzel ama bu şarkıları bir anda verip insanları diğer şarkılardan mahrum etmek istemiyorum. Teker teker dinlesinler, anlasınlar ve hissetsinler istiyorum.

Daha önce oyunculuk yapmak istediğinize dair açıklamalar yaptınız. Hiç teklif geldi mi?
Çok teklif geldi, oyunculuk yapmak istemiyorum aslında Suat (Basın-PR işlerine bakan ekip arkadaşı) istiyor. Nedense insanlar annemin yaptığı işle de gözükmemi istiyor. Mesela ben ilk müzik yapmak istediğimde babam direk bana dedi ki “Sen kesinlikle oyuncu olmalısın” anneme gittim, annem “kesinlikle şarkı söylemelisin” dedi. Ee ne yapacağım siz karar verin o zaman. Bir de 11 yaşına kadar ben oyuncu olmak istiyordum. Babamın stüdyosuna girip ona vokal yaptıktan sonra kararımı tamamen değiştirdim. Senaryo yazıyorum, o senaryoyu hayata geçirmek istiyorum, eğer geçirebilirsem onda oynamak isterim.

Yeni şarkınız #Göstermelik’in hikayesini sizden duymak isteriz.
‘Göstermelik’ aslında slow bir parçaydı. Ama hayranlarım benden hareketli parçalar da bekliyordu. Bu yönde birçok mesaj aldım. Batu’ya (Çaldıran-Aranjör) söyledim, “Tuğçe bu ancak slow olur” dedi. Ya bunu bir de hareketli yapalım dedim. Sonra öyle güzel yaptı ki Çaldıran, sonuçtan çok mutluyuz.

Sevenlerinizin karşısına farklı imaj ve şarkıyla çıkıyorsunuz. Aslında bu bir risk, farklı şeyler denemeyi seviyor musunuz? Ve bu denemeleri yaparken neler hissediyorsunuz, heyecanlanıyor musunuz?
Aslında ben biraz garanticiyim, çok fazla risk sevmem. Yaptığımız iş müzik olunca uçsuz bucaksız derya deniz. O yüzden bazen böyle şarkılar yapmak içimden geliyor. İçimde öyle bir kadın var ki böyle şarkılar yazabiliyorum. Tabii ki de heyecanlanıyorum çünkü benim için değişik bir tarz oldu. Ama arabesk çok başka bir yerde bende.

Siz bir müzisyensiniz her tür şarkıyı söyleyebilirsiniz fakat arabesk söyleyen bir babanın kızı olarak, pop söylerken çekinmiyor musunuz?
Aslında ‘Babamın Şarkıları’ albümünde de çok değişik soundlar bulabilirsiniz. Babam bu konuda çok açıktır. Pop söylerken çekinmiyorum. Zaten bu ilk pop deneyimim. Yine de şarkının içine baktığımızda sözleri ve yorumum arabesk öğeler barındırıyor. O yüzden çok da pop yapıyorum denemez.

Babanızın onayı olmadan şarkı çıkarmadığınızı biliyorum. Göstermelik ise hareketli bir yaz parçası. Çok merak ediyorum bu şarkıya tepkisi ne oldu?
Babamın onayı olmadan şarkı çıkarmıyorum değil. Onaydan ziyade onun görüşlerini alıyorum. Sonuçta bu işe yıllarını vermiş. Onun söylediği her söz benim için çok değerli. Yorumunu her zaman çok merak ediyorum. Bu yüzden önce ona gönderiyorum. Çok şükür şu ana kadar gönderdiğim bestelerimden herhangi bir kötü sonuç almadım. Yazın insanların eğlenebileceği, yeri geldiğinde gönderme de yapabileceği ‘Göstermelik’ çıktı.

Ne oldu da ben bu şarkıyı söylemeliyim dediniz? Daha doğrusu bu şarkıda sizi çeken şey neydi?
Herhangi bir şey olmadı. Şu oldu da bu şarkıyı söylemeliyim demedim. Beni takip edenler bu konuda ölçüt oldu. “Tuğçe Abla biz seni dinliyoruz ama yazın hareketli parça yapmayı düşünmüyor musun?” diye sorduklarında şöyle bir düşündüm. Benim hiç hareketli parçam olmadığına karar verdim. Neden olmasın diye denemeye çıktığım bir şarkı oldu. Bu şarkıda takipçilerimin etkisi büyük.

Şarkınızın adından yola çıkarak, siz de günümüzde bazı duyguların ve tavırların göstermelik olduğunu düşünüyor musunuz?
Dediğin gibi insan duyguların bazen göstermelik olduğunu düşünüyor. Şarkının adı da bu yüzden #Göstermelik, şarkı tam da bu konuyu anlatıyor. Kızın karşı tarafa olan isyanını konu ediniyor. Bu kadar şey yapıyorsun ama bunların hepsi #Göstermelik, senin sevgin de #Göstermelik miş diyor.

Bulunduğunuz konumdan memnun musunuz?
Her zaman, şükrederim. Ayrıca geldiğim bir yer de olduğunu düşünmüyorum. Gelmişlik çok zor, bence kolay kolay olacak bir şey değil. Geleceğim bir yer olduğunu da düşünmüyorum. Benim baktığım pencere çok farklı. Öyle star olmak, trend olmak, ünlü olmak, bunlar benim için geçici şeyler ama besteni yapıp ve insanların senin kurduğun cümleleri alıp partnerine geçirmesi benim için paha biçilemez. Ben bunu yapmaya devam edeceğim.

Hayranı olunca gittiğim herkese soruyorum, Ajda Hanım hakkında ne düşünüyorsunuz?
İdol bir kadın, çok başarılı.

Karşınızda Sanat Tasarımcı ve gazeteci olmak isteyen bir genç var, bana neler temenni edersiniz?
Gazeteci olmak isteyen derken? Bence sen artık gazeteci olmuşsun.(Gülüyor) İnşallah gelirsin istediğin yere, başarılar diliyorum.

Sorularımı beğendiniz mi?
Evet çok güzel sorular sordun, teşekkür ederim.

Röportaj: İsmail Gökgez
Instagram: 
isogkgz

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz