Beş duyumuz aracılığı ile dünyaya bir anlam veririz.
İçeride (iç dünyamızda) oluşturduğumuz bilgi dışarıda olanı (dış dünyamızı) anlamlandırmayı sağlar.
İç dünyamızda öğrendiğimiz bilgiler ve deneyimlerimizle hareket ederiz. Bunları hatırlarken zihinde canlandırma yaparız.
Canlandırdığımız görüntüler (imajinasyon) zihinde anlam yaratır.
Çünkü görüntüler hislerle bağlantılıdır.
Zihnimiz canlandırdığı bir görüntünün etkisi altında olur.
Hayal gücünü kullanarak beynimizde istediğimiz sonuçları yaratmak mümkündür.
Başardığınız bir anı zihinde canlandırdığınızda, zihnimiz, onun yarattığı iyi hislere ulaşacaktır.
Başarısız olduğumuz bir deneyimi düşününce de, başarısızlık hissine bizi taşıyacak, ruh halimizi olumsuz yönde etkileyecektir.
Biz hangi deneyime odaklanırsak, o bağlantı içimizde anlam oluşturacaktır.
Nasıl ki bilgisayar programlanabilir bir nesne ise; bizim beynimiz de aynı şekilde programlanabilir, yönlendirilebilir.
Biz ona almak istediğimiz sonuçlara yönlendirmezsek, o başı boş kalır, yanlış (istemediğiz) hatalı sonuçlara yönelebilir.
Bu nedenle;
“Haydi sevgili beynim, bu taraftan…” diyerek ona yön göstermek durumundayız.
Zihnimizi şu yollarla programlarız:
-Hayal etmek (zihinde canlandırmak) programlamaktır. (Bir resim bin kelimeye değerdir, deyişi düşünmeye değerdir)
-Kelimeleri kullanarak metaforlar, hikayeler anlatmak programlamaktır.
-Daha önce yaşadığımız deneyimi düşünmek, programlamaktır.
-Gelecekte yaratacağımız deneyimi düşünmek, canlandırmak programlamaktır.
-Yönlendirilmiş imgeleme (zihinde canlandırma için yönlendirme yapmak)
-Telkinler (Olumlamalar)
Uygulama yapalım:
1-Başardığın herhangi bir durumu hayal et; onu nasıl başarmıştın?.
2-Arkamızda geniş, büyük, sonsuz bir kütüphane var ve istediğimiz bilgiyi dönüp oradan alabiliriz… Örneğin, bir şeyi kolayca öğrendiğin bir zamanı düşünebilirsin… Kolayca öğrendiğin ve yapabildiğin deneyimler arasında, senin için düşünmeye değer olanı bulabilirsin… Kolayca öğrendiğin bir herhangi bir şeyi nasıl öğrenmiştin? O anı zihninde canlandırdığında, neler zihninde canlanıyor? Bunu nasıl yapmıştın; içinden kendine neler söylemiştin, neler hissetmiştin?.. Daha sonraki zamanlarda başarabileceğini bilerek neler yaparak başarılı oldun?
3-Varsayalım ki, ulaşmak istediğin duruma ulaştığında ne hissederdin?..
4-Kolayca motive olduğun herhangi bir durumu düşün… Zihninde bir an için motive olduğun halini canlandırdığında; o sırada ne yapıyorsun? Bu durumdayken, kendine içinden neler söylüyorsun? Zihninde neler canlandırıyorsun? Neler hissediyorsun?.. Hissettiklerin seni nasıl harekete geçiriyor?…
5-Bir hikaye: Bu mesleğe ilk başladığım yıllarda, ilk seminerlerde, anlattıklarımın kişiler üzerinde nasıl tesir ettiğini görmeyi fazla önemserdim. Beden dili olarak dinleyenlerin kendilerini kapattıklarını gözlemledim. Kollarını birleştirip göğüslerine getirdiklerini… Sanki benden çıkan kelimeler gidiyor ve oraya, onların göğüslerine çarpıyor ve geri dönüyordu. Oysa ben, Martı Jonthan gibi onlarla birlikte göğe doğru yükselelim, birbirimizi bilgi paylaşımıyla yukarıya, daha ileriye taşıyalım istiyordum. Onlarsa, yukarıda değil, aşağıda kalmayı tercih ediyorlardı. Onların, bilgiye kapalı olduklarını düşünerek yargıladığım zamanlar bile oldu… Bu durumu nasıl aşabilirim, diye sorduğumda; içimden şöyle cevap geldi: Sen bedeninle kendini kapatıyorsun! Bildiğin çok şeyi, ne kadar çok şey bildiğini göstermek istercesine anlatırken zihinde kalıyorsun!… Onlarla kelimelerle iletişim kurarken zihninde ezberlediklerini söylüyorsun… Fark ettim ki, zihin susmalı ve kalp konuşmalı! Kalp dilini henüz keşfedememiştim. Bu deneyim bana şunu öğretti: İletişim, kelimelerle değil, yürekle kurulur.
6-Yönlendirilmiş imgeleme (Zihinde canlandırma) uygulaması:
Geçmişteki çok güzel bir deneyiminizi düşünün… O güzel olay olduğu zaman gördüklerinizi tekrar göreceğinizden emin olun…
Gözlerinizi kapayın ve o güzel deneyime konsantre olun… O güzel anınıza bakarken, hayalinizdeki resmin parlaklığını değiştirmenizi ve duygularınızın buna bağlı olarak nasıl değiştiğinin farkında olmanızı istiyorum. İlk önce, hayalinizdeki resmi giderek parlaklaştırın…
İyice, canlı ve parlak olsun… Hayalinizdeki resmi canlı ve parlak yaptığınız zaman duygularınız da nasıl değişti; farkında olun…
Şimdi, neredeyse görmeyecek duruma gelene kadar soluk renklerle donatın… Onun netlik ayarıyla oynayabilirsiniz. İyice cansız, soluk, flu yapın o görüntüyü… Duygularınız, nasıl değişti, fark edin… Şimdi, tekrar parlaklaştırın, canlandırın…Eski haline getirin…
Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz?
Neler hissettiniz? Duygularınız nasıl değişti?