Mavişehir dergisinin değerli okuyucuları, dergimizin bu ay ki sayısında “şeker hastalığı” (diabetes mellitus) konusunu işleyeceğiz. Tabi konumuz hastalıklar ve hastalıklarda ilk yardım olduğu için, yazımızda şeker hastalığı konusunda derin bilgilere girmeyeceğiz. Şeker hastası olan kişilerde olabilecek acil durumlar ile yapmamız gerekenlerden bahsedeceğiz.
Konuyu birçoğumuzun bilmesine rağmen, değerli okuyucularımız arasında yeterli bilgisi olmayan kişilerin de var olabileceğini düşünerek, yazımızda önce; şeker hastalığı nedir? Neden ortaya çıkar? Şeker hastalığı olunca insanlarda neler olur? Kimler şeker hastası olmaya daha yatkındır? Toplumumuzda şeker hastalığı sıklığı nedir? Şeker hastalığı toplumumuz için bir sağlık sorunu mudur? Şeker hastalığı olan kişilerde görülen istenmeyen yan etkiler (komplikasyonlar) gibi genel konuları kısaca özetledikten sonra, şeker hastası olan kişilerde ortaya çıkabilecek iki acil tabloyu, belirtilerini, neler olduğunu ve böyle bir durumda neler yapılacağını paylaşacağız.
Şeker Hastalığı (Diyabet) Nedir:
Diyabet (Şeker Hastalığı) insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu oluşan, ömür boyu süren bir hastalıktır. İnsülin, pankreas adını verdiğimiz organımızdan salgılanan bir hormondur. Kandaki glikozun (şekerin) düşmesine neden olur. İnsülin olmadan, vücudumuz alınan gıdaları istenilen şekilde kullanamaz. Eğer insülin hormonu tamamen eksikse bu diyabete “Tip 1 diyabet (insüline bağımlı diyabet)” denir. Genellikle çocuk veya genç yaştaki hastalarda görülür. Eğer insülin hormonu var, ama miktarı azsa veya dokularda insüline karşı direnç varsa, bu diyabete de “Tip 2 diyabet (insüline bağımlı olmayan diyabet)” denir. Genellikle 35 yaşından sonra görülür. Tip 1 diyabetli hastalar yaşam boyu insülin kullanmak zorundadırlar. Tip 2 diyabetli hastalar ise diyet, egzersiz ve ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilir. Gerekirse hastalığın ilerleyen dönemlerinde insülin kullanabilirler.
Diyabetin Belirtileri Nelerdir?
Şu belirtileri olan kişilerde şeker hastalığı olma ihtimali vardır. Böyle durumda, aile hekimimize müracaat etmek gerekir.
- Çok su içme
- Sık sık idrara çıkma
- Çok yeme
- Kilo kaybı
- Görme bulanıklığı
- Aşırı kaşıntı
- Tekrarlayan enfeksiyon hastalıkları,
- Mantar enfeksiyonları vs
Şeker hastalığı, ömür boyu süren (kronik), hastalıktır. Ateş, baş ağrısı, karın ağrısı gibi hastalıklarda olduğu gibi, ilaç almakla, ameliyat olmakla, fizik tedavi ile ve/veya serum takmakla iyileşmez, hayat boyu devam eder. Yani kaba bir deyimle, şeker hastalığı, öldürmez ama eğer zamanında teşhis edilmez, tedavisine dikkat edilmez ise süründürür. Bu nedenle periyodik tedavi ve kontrollerimizi aksatmamamız gerekir.
Peki, nasıl süründürür? Şeker hastalığı, vücudumuzda, kanımızda ki şeker dengesini ve de özellikle ince (kılcal) damarları bozarak istenmeyen, yıpratıcı yan etkilerini ortaya çıkartır. Bu ince damarlar vücudumuzun her yerinde olmakla birlikte özellikle beyin, kalp, böbrek gibi hayati organlarımızda var olması daha da önemlidir. Dediğim gibi, hastalığın, bu damarları bozucu etkisi sonucu şeker hastalarında felç, inme, kalp krizi, böbrek bozuklukları, böbrek yetersizliği, ayaklarda kapanmayan veya uzun sürede iyileşen yaralar gibi ciddi tehlikeli yan etkiler ortaya çıkabilir.
Şeker hastalığı ülkemizde ve dünyada görülme sıklığı artan, sağlığımız ve yaşam kalitemizi bozan, göz, kalp ve böbrek hastalıklarına neden olabilen, ağır tablolarında ölümle sonuçlanan komaya kadar giden, hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Kişilerin sürekli ilaç kullanmaları, tıbbi takipleri, kan şekerlerinin kontrol edilmeleri vs nedeni ile bireysel ve ülke bütçesine ciddi oranda yük te getirmektedir.
Şeker hastalığının oluşumunda aile öyküsü, genetik faktörler etkili olmakla birlikte gittikçe yavaşlayan yaşam tarzımız, bilgisayar başında daha çok zaman geçirmemiz, spor yapmamamız, araba, otobüs gibi ulaşım araçlarını daha çok kullanmamız (yürümememiz), merdiven çıkmayıp inmeyişimiz (asansör kullanmayı tercih etmemiz), lüzumdan fazla yemek yememiz, piyasada çok miktarda bulunan şekerli/boyalı yiyecekleri kontrolsüzce ve gittikçe artan oranda yememiz gibi birçok faktör söz konusudur. Şeker hastalıklarında genel olarak 2 acil tablo vardır;
- Kişinin kanındaki şeker seviyesinin ani olarak düşmesi (hipoglisemi) veya
- Hastanın kan şeker seviyesinin artması, yani yükselmesi (hiperglisemi).
Bunlardan hangisi acil veya çok daha acildir? Tatbiki, en acil olanı şeker düşmesi yani, hipoglisemi’dir. Süratle fark edilmeli ve müdahale edilmelidir. Hastanın kan şekeri hemen, normal seviyelere çıkartılmalıdır. Bu acil tablo, yani hastalık çok ani ortaya çıkar. Kişi o anda bayılır, bilincini kaybeder ve kontrolsüzce olduğu yere düşer. Tedavi edilmez ise koma, arkasından ölüm ortaya çıkar.
Diğer acil tablo ise kandaki şeker seviyesinin yükselmesidir. Buda acil bir tablodur ama şeker düşmesine göre daha az tehlikelidir, daha yavaş yani tedricen ortaya çıkar. Kan şekeri düşmesi saniyeler, dakikalar içinde ortaya çıkarken, kan şekerinin yükselmesi yani hiperglisemi tablosu saatler, günler içinde olur. O yüzden birbirinden ayırt edilebilir.
Teşhis:
Bu aşamada, sorum olabilir mi. Şeker hastası olan hastamızı yerde baygın bulduk. Peki, hastamızın kan şekeri düşük mü? Yüksek mi? Bunu nasıl ayırt edeceğiz? Yani, nasıl teşhis edeceğiz?
Bunu acil servislerde veya ambulanslarda çalışan, biz doktorlar, paramedikler veya acil tıp teknisyenleri, hastanın durumuna bakarak, kliniğini gözden geçirerek, yakınlarından bilgi alarak, kullandığı ilaçları öğrenerek, tablonun oluş zamanını gözden geçirerek ve parmak ucundan alacağımız kandan ölçüm yaparak, kişinin kan şekeri düştü mü? Yoksa yükseldi mi? anlayabiliriz.
İlk yardım gönüllüsü vatandaşlarımız için aşağıda yazılı olan satırlar bize yardımcı olabilir.
- Kan şekeri düşen (hipoglisemik) hasta:
Bu durum çok ani ortaya çıkar. Dakikalar içinde kişi bayılır, bilinci bulanır ve hatta kapanır. Olduğu yere düşer. Kişi soğuk ve solgundur. Cilt terli, ıslak, nemlidir. Hasta şeker tedavisi için insülin denen iğneden kullanmaktadır. Muhtemelen bu iğneyi bilmeyerek, intihar amacı ile vs. normalden fazla yapmış olabilir. Veya iğnesini yaptıktan sonra önerilen yemek öğününü almamıştır. Bu örnekler çoğaltılabilir ama genel kural olarak hastanın ilaç tedavisinde aksama vardır.
- Kan şekeri yükselen (hiperglisemik) hasta:
Bu durum yavaş yavaş yani günler içinde ortaya çıkar. Kişide gittikçe artan iştahsızlık, aşırı idrar yapma, uyku hali vardır. Zamanla genel durumu da bozulur. Hasta yakınları durumdan endişelidir ve ne olduğunu anlayamamaktadırlar. Muhtemelen kişi şeker tedavisinde kullanmakta olduğu ilaçlarını almamaktadır. Bir diğer neden ise kişide zatürree, idrar yolları iltihabı gibi hastalıklar var olabilir. Hasta genellikle uyandırılamayan uyku halinde ve bitkindir. Cildi kuru ve sıcaktır.
Tedavi:
Böyle bir durumda (gözümüzün önünde kişi bayıldı veya baygın yatıyorsa), kişinin şeker hastası olup tedavi olduğunu biliyorsak, her zaman olduğu gibi önce 112 no’lu telefonu arayarak, ambulans, doktor, paramedik, acil tıp teknisyeni, gibi sağlık personelinin süratle olay yerine gelmesini sağlayalım. Olay aniden ortaya çıktıysa, muhtemelen hastamızın kan şekeri düşmüştür. Bu arada, onlar gelinceye kadar (altını çizerek söylüyorum, hastanın bilinci azda olsa açık, yani bizimle konuşabiliyor, yani çiğneme ve yutma refleksi yerinde ise kişiyi hafif doğrultarak sanki şekeri düşmüş gibi düşünerek hastanın ağzına şekerli su, meyve suyu veya bildiğimiz kesme şeker verilir. Bunu emmesi, yalaması istenir. Sonuçta, eğer hastanın kan şekeri düştü ve bu hale geldiyse, kişi, süratle gözlerini açacak ve düzelecektir. Yok, kan şekeri yükseldiği için bu hale geldi ise hastamızın durumu düzelmeyecek aynen kalacaktır.
Dediğim gibi şeker hastalığının ayrıntıları, ilaç veya iğne ile tedavisi, şeker hastası olmamak için yapmamız gerekenler, teşhis yöntemleri gibi konular bizim konumuzun dışında olduğu için burada değinilmemiştir. Bizim konumuz, şeker hastalığını kısaca tanıttıktan sonra şeker düşmesi veya şeker yükselmesini, sonucunda ortaya çıkabilen ve zamanında uygun şekilde tedavi edilmezse sakatlık ve/veya ölümle sonuçlanabilen durumları nasıl tanıyıp, ne yapacağız, sonrasında nelere dikkat edeceğiz konularını işledik.
Özetlersek; şeker düşmesi çok ani gelişir, kişi soğuk soğuk terliyordur, bilincini kaybeder, muhtemelen fazla miktarda şeker düşürücü hap kullanmış veya şeker düşürücü etkisi olan insulin iğnesini yaptıktan sonra yeterli yemek yememiştir. Çok acil bir tablodur. Süratle müdahale edilmesi gerekir. Diğer bir tablo ise bunun tam tersi olan şeker yükselmesi halidir. Aniden yükselmez, günler veya saatler içinde ortaya çıkar şeker düşmesine göre daha az acildir ama zamanla tedavi edilmezse şeker seviyesinin çok yükselmesini ve beynimizde su toplanması (ödem yapması) nedeniyle hasta yoğun bakım şartlarında kaybedilebilir.
Öyleyse önce şeker hastalığımız varsa tedavimizin bir hekim tarafından düzenlenmesi ve takip edilmesini sağlayalım. Komşuların bu konudaki sözlerine dikkat etmeyelim. Eğer hastamızda şeker düşmesi veya yükselmesi gibi bir tablo oluştu ise:
- 112 nolu telefonu arayarak profesyonellerin olay yerine gelmesini sağlayalım,
- Şartlar uygun ise kişiye ağızdan şeker veya şekerli su verelim,
- Şeker hastalarının cep, cüzdan veya kolyelerinde şeker hastası olduklarına dair bir belge bulundurulabilir ki buda acil durumlarda tanı ve teşhisin daha çabuk konmasını sağlar.
İnşallah hiçbirimiz şeker hastası olmayız. Olanlarımız da şeker acillerini yaşamadan sağlıklı ve uzun ömür yaşarlar şeklinde dilek ve temenniler ile yazımızı burada bitirelim.
Mavişehir Dergimizin yeni yıl sayısında, yeni bir yazımızda buluşmak ümidi ile. Yeni yıl, hepimize sağlık, huzur ve barış dolu günler getirir, inşallah.
En derin sevgi ve saygılarımla.
NOT: Bu yazımı yıllarını şeker hastalığına ve hastalarına vermiş, zamanında güzel İzmir’imizin, Yenişehir semtinde, Şeker Hastalıkları Merkezi (Diyabet Hastanesi) kurmuş, binlerce hastayı eğitmiş olan sevgili dayım Dr. Ali ALKIŞ bey, değerli eşi, yengem, Jale KOLDAY hanım ile bu eşsiz çabada/hizmette emekleri geçen tüm arkadaşlara ithaf etmek istiyorum.
Sonuç-Özet:
Şeker hastalığı, ülkemiz ve dünyada görülme sıklığı hızla artan, insan sağlığı ve yaşam kalitesini bozan, göz, kalp ve böbrek hastalıklarına neden olabilen, ağır tablolarla sonuçlanabilen komalara kadar giden
Hep sağlıklı ve güzel günlerde görüşebilmek, Mavişehir dergimizin yeni sayısında tekrar buluşabilmek ümidi ile en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.