Herkes kendini haliyle zeki ve akıllı sanıyor,
herkes kendini güzel, özel, ayrıcalıklı, bilinçli, kültürlü ve “ASİL” sanıyor. Ben demiyorum; instagram, facebook ve bilimum sosyal medya hesaplarının yorumlarında, trafikte seyrederken, sahilde yürürken, yaya geçidinde, koca koca şirketlerde, iş hayatında ve arkadaşlıklarda görüyorum.
Kendi aracı çok özel olan zeki insanlar; araçlarında yediği içtiği şeyleri pencereyi açıp dışarı atıyorlar, zekâ seviyesi düşük olan sıradan insanlar bu olağanüstü davranışı akıllarına bile getiremeyip, çöplerini çöp tenekesine atıyorlar…
Mesela erkekliğini her şartta kanıtlamak isteyen zekiler; arabalarının sis farlarını yaktıklarında bir Brad Pitt’ten, bir Kıvanç Tatlıtuğ’dan daha yakışıklı oluveriyorlar!!!
Önlerinde giden araçta kadın olsun erkek olsun hiç fark etmiyor, gözlerini anında yakıveriyorlar…
Hayatı doyasıya yaşamayı bilen “zeki” insanlar; sahil kenarında, parklarda, oturduğu bir ağaç altında yediği içtiği şeylerin artıklarını kendilerini pek yormadan,
kendisinden daha düşük zekâ seviyesi olan vatandaşların nasıl olsa toplayacağını bildiklerinden çöplerini büyük bir iştahla atıp bırakıyorlar. Bu kadar zekice bir davranışı hangi sıradan insan yapabilir?
YAPAY zekânın tüm nimetlerini kullanan bunca programlanmış insan varken çağ dışı kalmanın haklı üzüntüsünü yaşayan insanlar için tehlike yaklaşmış durumda.
İş hayatındaki kendini kanıtlama adı altında insanları ezme manevraları, serbest piyasa ayağına arkadan iş çevirebilme huzuru, görevini veya sorumluluğunu kendi çıkarları doğrultusunda yönetebilme doyumsuzluğu… Say sayabildiğin kadar…
Alon Musk haklı kardeşim; “YAPAY ZEK” çok tehlikeli.
Yapay zekâ; bunu programlayabilenin, öğretebilenin vizyonu ve dünyası kadar bir şey işte. Anne babanız, öğretmeniniz, ustanız, eşiniz, arkadaşınız, artık kimi örnek alıyorsanız, nasıl algıladığınız ve nasıl var olmanız gerektiğiyle alakalı bir durum.
Yapaylık mı? Doğallık mı? Gerçeklik mi?
Bu YAPAYLIK en temiz, en huzurlu, en kaliteli şeyleri ve yerleri içgüdüsel olarak bulup icabına bakıveriyor. Duygudan ve duyarlılıktan uzak kalınmışlığın resmini bize gösteriyor. Duygusal Zekâ sen çok yaşa.
Saygılarımla
Aras Attila