“İZMİR BABA”NIN HAYATI KİTAP OLDU

0
39

Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Oral, 2021’de aramızdan ayrılan halkla ilişkilerin duayen ismi, “İzmir Baba” Sancar Maruflu’nun yaşam öyküsünü kitaplaştırdı. Dr. Uğur Oral, tüm Türkiye’de okurlarla buluşan “İzmir Baba Sancar Maruflu” isimli kitabını “Bu kitap, Sancar Maruflu’nun İzmir’e adadığı, eylemleriyle ve erdemleriyle değer katarak zenginleştirdiği yaşamına bir “saygı duruşu”dur,” şeklinde tanımladı.

Sakıp Sabancı yıllar önce Sancar Maruflu için “İzmir’in kedileri bile onu tanır,” demişti. Gerçekten de İzmir ile özdeşleşmiş, kalbi İzmir için atan bir isimdi Sancar Maruflu. Nitekim yaşadığı şehrin sakinleri kendisini “İzmir Baba” olarak adlandırmıştı. Kamuoyu Maruflu’yu İzmir Belediyesi Protokol Müdürü olarak tanımıştı. Ardından İzmir’in ilk halkla ilişkiler firması HİSDAŞ’ı kurmuş, başarılarıyla, mesleğinde Türkiye’nin duayen isimlerinden biri konumuna yükselmişti. Yaşadığı şehre duyduğu aşk öyle derindi ki, kendisini her şeyiyle İzmir’e adamıştı. Bir sivil toplum lideri, bir kanaat önderi olarak şehrin değerlerine sahip çıkmayı misyon kabul etmişti. Son nefesini verdiği güne kadar İzmir ve İzmirliler için yaşamış, çalışmıştı. 2021 yılının Ağustos ayında hayata gözlerini yumduğunda bütün İzmir gözyaşlarına boğulmuştu. İşte böyle önemli bir “değer”di Sancar Maruflu İzmir için. 

Ve İzmirliler de “baba”larına dört elle sarılmışlardı. Hayattayken kendisi için birçok saygı etkinliği düzenlenmiş hatta adı Karşıyaka’da doğduğu sokağa verilmişti. Vefatının ardından da devam etmişti Sancar Maruflu’yu onurlandırma girişimleri. Bu anlamlı ve vefa yüklü çabalara bir yenisi daha eklendi geçtiğimiz günlerde. Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Oral Sancar Maruflu’nun hayatını kitaplaştırdı. Daha önce iki kitabı daha yayınlanan Dr. Uğur Oral “İzmir Baba Sancar Maruflu” isimli üçüncü kitabında, bu efsanevi ismi vefatının ardından bir kez daha ölümsüzleştirdi. 

Dr. Uğur Oral ile, tüm Türkiye’de okurlarla buluşan “İzmir Baba Sancar Maruflu” isimli kitabı hakkında konuştuk. 

Sancar Maruflu ile çok eskiye dayanan bir dostluğunuz olduğu biliniyor. Nasıl tanıştınız İzmir Baba ile?

Sancar Ağabey ile tanıştığımda beş yaşındaydım. Evlerine ilk girdiğimde ise yaşım yediydi. Bizim evimizden birkaç apartman ötede oturuyorlardı. Neredeyse her gün karşılaşıyorduk. Nitekim, gazeteciliğe başladıktan sonra aramızdaki bağ daha da güçlendi. Sancar Ağabey’in evi benim ikinci evim, ailesi ise ikinci ailem gibiydi. Sabahlara kadar sohbet ederdik birlikte. Kişiliğimin oluşmasında Sancar Ağabey’den öğrendiklerimin yeri büyüktür. Sadece Sancar Ağabey ile yaşadıklarımı, anılarımı yazmaya kalksaydım belki bunun gibi üç dört kitap daha çıkardı. Hayatımın en zor anlarında hep yanımda olmuş, her zaman fikirlerinden feyz aldığım, büyük değer verdiğim birisiydi benim için. Sırdaşımdı, dostumdu, akıl hocamdı, ağabeyimdi. Üzerimdeki hakkı büyüktür; hep şükranla andım, anıyorum ve anacağım kendisini. Hayatını İzmir’e adayan, İzmir için her şeyini ortaya koyan, canla başla çalışan, yaşayan, “İzmir Baba”yı bu kitapla ölümsüzleştirmek, yeni nesillere tanıtmak şimdiye kadar üstlendiğim en özel ve gurur verici görevlerden biri oldu benim için. Bu kitap, Sancar Maruflu’nun İzmir’e adadığı, eylemleriyle ve erdemleriyle değer katarak zenginleştirdiği yaşamına bir “saygı duruşu”dur. 

“İzmir Baba Sancar Maruflu”yu yazmaya ne zaman karar verdiniz?

Aslında bu kitabı yazmaya neredeyse 30 yıl kadar önce karar vermiştim. Sohbete dalıp sabahladığımız gecelerin birinde neden hayatını yazmadığını sormuştum Sancar Ağabey’e. Vaktinin olmadığını söylemişti. Bunun üzerine, kendisinden izin isteyerek, bu göreve talip olduğumu ifade etmiştim, çok mutlu olmuştu. HİSDAŞ’ın en faal olduğu yıllardı, çok yoğundu, çalışacak zaman bulamıyorduk. Bunun üzerine birlikte İstanbul’a gittik. O günkü teknoloji, ses kayıtlarını müzik kasetleriyle yapmaya izin veriyordu. Bir hafta süresince tam 30 tane 90’lık kaset doldu söyleşilerimiz esnasında. Yani, dile kolay tam 45 saat süren bir söyleşi maratonu gerçekleştirdik birlikte. Ben sordum o anlattı, o anlattı ben dinledim. Her gün neredeyse hiç durmadan saatlerce konuştuk Sancar Ağabey ile sabah kahvaltısından gece uyuyana kadar. Tüm hayatını, hayallerini, hayal kırıklıklarını, başarılarını, başarısızlıklarını, pişmanlıklarını büyük bir içtenlikle anlattı bana. Sonraki yıllarda Sancar Ağabey bazı yeni olayların da eklenmesini istedi; çalışmaya devam ettik. Kitap, revizyonlarla, eklemelerle, bugüne geldi ama ne yazık ki son halini birlikte veremedik. Sancar Ağabey’in ani vefatıyla kitap bıraktığımız yerde kaldı. Yaslı günlerin ardından kitaba son halini vermek için kolları sıvadım. Bu süreçte “puzzle”ın eksik kalan parçalarını bulmamda ve yerine koymamda Sancar Ağabey’in oğlu, kardeşim Cevat Maruflu ve kitapta anlatılan olaylara tanıklık eden bazı dostlarım da çok yardımcı oldular. Hepsine teşekkür borçluyum. 

Kitapta okurları neler bekliyor? Biraz bilgi verebilir misiniz?

“İzmir Baba Sancar Maruflu” 304 sayfadan oluşuyor. Yakın Kitabevi Yayınları’ndan çıktı. Türkiye genelinde tüm kitapçılarda ve internet üzerinden kitap satışı yapan sitelerde yerini aldı. Kitap sadece bir biyografi değil aslında. Evet, Sancar Ağabey’in hayatını anlatıyorum ama aslında yaşadıkları ışığında yakın tarihe de ışık tutuyor kitap. Sancar Ağabey başta merhum Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel olmak üzere Türkiye’nin bir dönemine imza koymuş birçok siyasetçinin seçim kampanyasını yürütmüş, danışmanlığını yapmış, İzmir’de Dr. Behçet Uz dahil neredeyse tüm belediye başkanlarıyla yakın temas içinde olmuş bir isim. Dolayısıyla Sancar Maruflu’nun anıları aynı zamanda bir döneme de ışık tutacak. Sonuç itibarıyla belgesel tadında bir kitap çıktı ortaya. Bu kitabı bir biyografiden ziyade bir belgesele benzetiyorum. Belgeselin başrolünde Sancar Maruflu var ama senaryosunda Türkiye’nin ve İzmir’in önemli kişileri ve olayları da roller üstleniyor. Ayrıca “İzmir Baba Sancar Maruflu”nun halkla ilişkiler mesleğine gönül veren gençlerin de çok şey öğreneceği bir kitap olacağına inanıyorum. 

Sancar Maruflu’yu nasıl anlatırsınız?

Sancar Ağabey bence hangi konuya el attıysa zirveye çıkmış bir isim. Azmiyle, hırsıyla çok genç yaşta çok önemli başarılar elde etmiş, çok güçlü dostluklar inşa etmiş. Örneğin vizyonuyla dönemin İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak’ın dikkatini çekmiş ve belediyede çok güçlü bir yer edinmiş. Şirketini kurduğunda, herkes İstanbul’a taşınmasını önermiş ama o İzmir’de kalmış ve HİSDAŞ’ı Türkiye çapında bir marka haline dönüştürmüş. Katıldığı tüm sivil toplum kuruluşlarında hep kendisini liderlik pozisyonunda bulmuş. Bir memur çocuğu Sancar Maruflu; tüm bunları çok çalışarak, bileğinin hakkıyla başarmış. Ve başarı merdivenlerini tırmanırken erdemlerinden, duruşundan hiç ödün vermemiş, hiç kimsenin kalbini kırmamış. Yaşam öyküsünden, fikirlerinden, dünya görüşünden herkesin alması gereken dersler olduğu kanaatindeyim. Sancar Ağabey’i bu kadar yakından tanıdığım, onunla birçok anı paylaştığım için kendimi çok şanslı addediyorum. Kitabımda aktarmaya çalıştığım başarı öyküsünün özellikle gençlere ilham kaynağı olmasını diliyorum. 

Sancar Maruflu’nun İzmir aşkı için neler söyleyebilirsiniz?

Sancar Ağabey için “İzmir’i çok seviyorum” ifadesi hiçbir zaman yeterli değildi. Ona göre sevgi, emek isterdi. İzmir’i gerçekten sevenler bu şehir için elini taşın altına koymalı ve sorumluluk üstlenmeliydi. Nitekim Sancar Ağabey’i finalinde İzmirlilerce “İzmir Baba” ilan edileceği yolculuğa çıkartan da bu yaklaşımı ve vizyonu olmuştu. Beklentisiz bir biçimde seviyordu İzmir’i, İzmirlileri. İzmir’e hizmet etmek onun yaşamının amacı olmuştu. Sancar Ağabey İzmir için büyük bir değer ve şanstı. Eylemleriyle, erdemleriyle hep İzmirlilere örnek oldu. İzmir’e emeği geçmiş kişileri anarak, yaşayan değerleri onore ederek vefa duygusunun önemini gösterdi kamuoyuna. Başkanı olduğu oluşumlar aracılığıyla garibanlara yardım eli uzattı, muhtaç kimselere sahip çıktı. Çevresini seferber ederek kendisine derdini anlatan İzmirlilerin sorunlarına çözüm buldu. Gerçekten de âşık olduğu şehrin sakinlerinin kendisini adlandırdığı gibi, İzmir’in “Babası” oldu. Ve bir baba olmanın sorumluğuyla hep sahip çıktı İzmir’ine. En büyük sevdası olan İzmir’e hizmet etmek onun yegâne amacıydı. Bir amaca aşkla bağlanmış tüm büyük insanlar gibi Sancar Ağabey de sevdasıyla ölümsüzleşti. 

Son olarak, kitabınızla ve “İzmir Baba” ile ilgili olarak neler söylemek istersiniz?

Bu kitabın yayınlanması Sancar Ağabey’in bana vasiyetiydi adeta. Keşke Sancar Ağabey de aramızda olsaydı, bu kitabı kitapçıların vitrinlerinde görebilseydi, eline alıp okuyabilseydi, ama ne yazık ki artık bu imkânsız. Bu yüzden buruk bir mutluluk içindeyim. Sancar Ağabey hayatı boyunca, İzmir’e hizmeti geçmiş kimseleri unutturmamak için çaba sarf etti. Şimdi aynı hassasiyeti İzmirlilerin Sancar Ağabey için göstermesi gerek bence. Sancar Ağabey’in hayattayken adına düzenlenen etkinlikler, Karşıyaka Belediyesi’nin doğduğu sokağa adını vermesi bence gerçekten takdire şayan davranışlardı. Keza, vefatının ardından yerel yönetimlerin kendisini anmak adına yaptıkları jestler ve girişimler de. Bu tarz, Sancar Ağabey’i gelecek nesillere de anlatacak, tanıtacak ve unutulmamasını sağlayacak çabalar hepimizin “İzmir Baba”ya bir vefa borcudur.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz