Eyvah, çocuğumun boğazına bir şey kaçtı? Ne yapacağım?

0
15

Dikkat: Bu yazımızda, havayolunda tıkanıklık durumunda yapacaklarımızı yani bu tıkanıklığı teşhis etmek ve anında gidermek için gerekli ilk yardım uygulamalarını özetliyoruz. Bu tür girişimleri, eğitimini almadan asla uygulamamalıyız. Hastaya yardımcı olmanın ötesinde, ona zarar verebilir hatta ölümüne bile neden olabiliriz.

Mavişehir Dergisi’nin değerli okuyucuları. Dergimizin bu sayısında, sizlerle yeni bir konuyu işleyeceğiz; Boğaza yabancı cisim kaçması.

Boğaza yabancı cisim kaçması her yaş grubunda görülebilen, son derece tehlikeli, zamanında ve yerinde müdahale edilmezse 4-5 dakika içinde ölüm ile sonuçlanabilen, ağır bir kaza ve yaralanma türüdür. Kaçan cisim genellikle yaşa uygun olarak değişir. Mesela eğer boğazına yabancı cisim kaçan kişi çocuk veya bebek ise genellikle nohut, bulgur, oyuncak parçası, plastik parçalar, tesbih tanesi, fasulye, pil (küçük saat pilleri) gibi cisimlerken, daha ileri yaşlarda ve yaşlı insanlarda boğaza kaçan yabancı cisimler genellikle iyi çiğnenmemiş et parçası vs. olmaktadır.

Tabii, istenmeden boğaza kaçan bu cisim iki yere gidebilir; bir tanesi yemek borusu vasıtasıyla midemize ki bu daha iyidir. İkinci yol ise soluk borusu yardımıyla akciğerlere gider ve genellikle sağ ana hava borusunun yerleşimi nedeni ile bu hava yolumuza kaçan cisim genellikle ya bronşta (havayolunda) takılı kalır ya da sağ akciğerimize gider. Bazen olay daha hava yoluna girmeden, hava yolunun başlangıcında yolu tıkayarak hava alıp vermemizi engeller. Sizlerin de çok iyi tahmin edebileceği gibi kişi hava alıp veremezse 3 ila 5 dakika içinde, boğularak, hava açlığı içinde (nefes alamadığı için) maalesef vefat eder. Yani bu yabancı cismin süratle doğru yöntemle çıkartılması gerekir ki karşımızdaki kazazedeyi yani çocuğu, bebeği kaybetmeyelim.

Her ne kadar yabancı cisimlerle boğulma olayları hem çocuk, bebek hem de erişkinlerde görülüyorsa da bu yazımızda sadece çocuklardan ve bebeklerden, bunlarda görülen belirtilerden, yapmamız gereken girişimlerden ve sonuçlarından bahsedeceğiz. Çünkü çocuklar, bebekler, erişkinlerden farklı olarak çok masum, çok korumasız, anne-baba, ebeveyn ve yakınlarının mutlak desteği ile hayatta durabilen çok nazik olağanüstü güzel varlıklardır. Onlar ile ilgili olan her şey, her haber içimizi daha çok acıtmaktadır.

Müsaade ederseniz yazımıza bir fıkra ile başlayalım. Nasreddin Hoca bir gün merkebinden düşer. Yaralanır, hemen sevenleri, çevrede olayı görenler Nasreddin Hoca’nın başına toplanırlar. Nasreddin Hoca, çektiği acı ile hemen yanındakilere bağırarak “doktor çağırın bana, doktor çağırın bana!” der. Ve süratle bir doktor arkadaş Nasreddin Hoca’ya yardım etmek üzere gelir. Tam muayene edecek ve hastalığı hakkında bilgi verecekken bir anda Nasreddin Hoca sinirlenir “Ya kardeşim, böyle doktor istemiyorum eşekten düşen doktor istiyorum, öyle bir doktor getirin bana” der.

Ne demek istedim; bu yazıyı yazarken, çok yakın zamanda yaşadığım bir tecrübeyi paylaşmak istiyorum. Söylemesi ayıp, mevsimi de geldi. Ben, kestaneli pastayı, haşlanmış, kavrulmuş kestaneyi çok seven özellikle sokaklarda közlenmiş kestane satıcılarından sık alışveriş yapan bir kişiyim. Bir gün, İzmir’de, toplantı için Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne doğru giderken yemekte olduğum kestanenin küçük bir parçası bilemediğim bir nedenden dolayı boğazıma kaçtı. Anormal bir öksürük ve hava açlığı durumu ortaya çıktı. İnanılmaz derecede gerildim. Dakikalarca çok şiddetli öksürerek hava boruma kaçmış, orayı tıkamış olan o kestane parçasını çıkartmak için çaba sarf ettim ama nafileydi. Çünkü muhtemelen parça büyük ve hemen hava borumun girişini tıkamıştı. Dakikalarca ter içinde ve gözümden yaş gelesiye kadar öksürdüm ve belki 5 dakika sonra bu kestaneyi çıkartabildim. İşte o zaman şunu tekrar anladım ki biz sağlık çalışanlarında empati, yani kendimizi hastamızın yerine koymak, hastamızın yaşadığı duyguları hissedebilmenin çok ama çok önemli olduğunu bir daha anladım.

Çocuğumuzun, bebeğimizin boğazına, burnuna neden yabancı cisim kaçar? Kaçarsa ne gibi belirtiler olur?
Çocuk ve bebeklerde boğaza yabancı cisimler sıklıkla yanlışlıkla kaçar. Çocuk özellikle yerde emekleme dönemindeyken yerde bulduğu her şeyi ağzına ve burnuna götürür. Çünkü o dönem çocuğun anlama-araştırma dönemidir. Yerde bulduğu fasulye tanesi, nohut, bezelye tanesi, tespih tanesi, plastik oyuncak parçaları gibi yabancı cisimleri ağzına atabilir veya burnundan sokabilir.

Böyle bir durumda çocuk veya bebek bir anda nefes zorluğu çekmeye başlayacak, hava açlığı duyacak, bağırmaya çalışacak ama hava yolu tıkalı olduğu için kısık ve çatallı bir ses tonuyla yardım isteyecek ve uluslararası yani bütün dünyada kabul edilen, evrensel boğulma hareketini yapacaktır. Buradaki olay hava borusundaki tıkanıklık nedeni ile kişinin hava alıp verememesi yani hava açlığı çekmesi, boğuluyor olmasıdır.

Tedavi:
Böyle bir durumda, çok hızlı ama doğru hareket etmeliyiz. Eğer daha önce eğitimini aldıysak, hemen “Temel Yaşam Desteği” uygulamalarına başlamalıyız.Bu uygulamalar tüm dünyada standart, aynı şekilde uygulanan ilk yardım uygulamalarıdır. Bir kişide 112 No’lu telefonu aramak üzere görevlendirilmelidir.

Şöyle ki:
Çocuğun bilinç durumunu kontrol edelim. Çocuğu uyararak, yüksek sesle “Nasılsın?” diye seslenelim.
Çocuk ağlıyor, yanıt veriyor veya hareket ediyorsa:
Çocuğu bulduğumuz pozisyonda bırakalım (daha ileri bir tehlike oluşturmayacak şekilde), durumunu kontrol edip yardım çağıralım. 112 No’lu telefonun aranmasını sağlayıp, düzenli aralıklarla çocuğu tekrar tekrar değerlendirelim.
Çocuk yanıt vermiyorsa:
Yardım çağıralım (112 No’lu telefonun aranmasını sağlayayalım),
Çocuğu dikkatlice sırt üstü çevirelim,
Çocuğun hava yolunu, başını geriye doğru itip, çenesini öne çekerek açalım. Elimizi alına yerleştirip başını nazikçe geriye doğru itelim. Aynı zamanda parmak uçlarımızla çenenin alt noktasından çocuğun alt çenesini kaldıralım. Hava yolunu tıkayabileceği için çene altındaki yumuşak dokuya baskı yapmayalım ki, bu özellikle bebeklerde önemlidir.
Eğer bu yöntemle hava yolu açıklığını (çocuğun normal nefes alıp vermesini) sağlayamıyorsak çeneyi öne çekme yöntemini deneyelim: Ellerimizin işaret ve orta parmaklarını çocuğun çenesinin alt kısmına iki taraflı yerleştirip çeneyi öne doğru çekelim.
Hava yolunu açık tutarak, yüzümüzü çocuğun yüzüne yaklaştırarak ve göğüs kafesine bakarak normal solunumun olup olmadığını saptamak için; “bak, dinle hisset” yönetimini kullanalım,
Göğüs kafesi hareketlerine bakalım. Çocuğun ağız ve burnundan solunum seslerini dinleyelim. Yanağımızda hava hareketlerini hissedelim.
Maalesef hastamızda ölüm gerçekleşti ise, sonrası birkaç dakika içinde, çocuk yavaş ve seyrek olarak “iç çekme” tarzında bir hareket sergileyebilir. Bu gerçek soluk alıp verme değildir. Karar verebilmek için ‘’bak-dinle-hisset’’ yöntemini 10 saniyeden fazla uygulamayalım ve eğer nefes alıp vermenin normal olduğu konusunda şüphemiz varsa çocuğun solunumu normal değilmiş gibi hareket edelim.
Eğer çocuk normal olarak soluyorsa, çocuğu yan tarafına çevirerek “derlenme” pozisyonuna getirelim,
Birini yardım çağırmaya gönderelim ve 112 No’lu telefonu aramasını sağlayalım. Nefes alıp vermediğini kontrol edelim.

Eğer solunum normal değilse veya solumuyorsa: Belirgin hava yolu tıkanıklığını dikkatlice ortadan kaldıralım. Beş kurtarıcı soluk verelim. Kurtarıcı solukları verirken bir “iç çekme” veya öksürme şeklindeki yanıtı değerlendiriniz. Böyle bir yanıtın olması veya olmaması daha sonra tanımlanacak olan “yaşam belirtilerini” değerlendirmesini şekillendirecektir.

Bebekler için kurtarıcı soluk uygulaması
Başın nötral pozisyonda ve çenenin öne doğru kaldırılmış olduğundan emin olalım.
Derin soluk alıp, ağzımızı bebeğin ağız ve burnunu içine alacak şekilde yerleştirerek hava kaçağı olmadığından emin olalım. Büyük bebeklerde ağız ve burun birlikte kapatılamıyorsa, kurtarıcının ağzı ile sadece ağız veya burnu kapatabilir. (burnu kullanıyorsanız hava kaçağını önlemek için bebeğin dudaklarını kapatalım)
Bebeğin ağız ve burnundan 1 saniye süreyle havayı sabit hızla, göğüs kafesini gözle görülür şekilde kaldıracak kadar üfleyelim.
Başın geriye itilmiş ve çenenin öne kaldırılmış pozisyonunu koruyarak, ağzımızı kazazededen uzaklaştırıp, hava çıkışı sırasında göğüs kafesinin inişini gözleyelim. Yeniden soluk alıp, aynı aşamaları 5 kez tekrarlayalım.

Bir yaş üzerindeki çocuklar için kurtarıcı soluk uygulaması:

  • Başını geriye itip çeneyi öne doğru kaldırdığınızdan emin olalım,
  • Çocuğun alnında bulunan elimizin baş ve işaret parmakları ile burnun yumuşak kısımlarını sıkıştırarak kapatalım,
  • Ağzı hafifçe aralayalım, çeneyi öne doğru kaldırmaya devam edelim,
  • Derin nefes alıp ve dudaklarımızı ağız çevresine hava kaçağı olmayacak şekilde yerleştirdiğimizden emin olalım
  • Havayı 1 saniye süreyle ağız içine, göğüs kafesinin yükselmesine dikkat ederek üfleyelim,
  • Başın geriye doğru itilmiş, çenenin öne doğru kaldırılmış pozisyonunu koruyarak ağzımızı kazazedenin ağzından uzaklaştıralım ve hava çıkışı sırasında göğüs kafesinin eski haline dönüşünü gözleyelim,

Tekrar soluk alarak bu aşamaları 5 kez tekrarlayalım. Kurtarıcı solukların etkinliğini, normal solunumda oluşan hareketlere benzer şekilde çocuğun göğüs kafesinin yükselme ve inmesini gözleyerek değerlendirelim.

Hem bebekler hem de çocuklarda etkili suni solunum yaptırmada zorluk çekiyorsak, hava yolu tıkalı olabilir:

  • Çocuğun ağzını açalım ve görünür bir yabancı cisim (ekmek, lokma vs.) varsa uzaklaştıralım. Ağız içini parmaklarımızla körlenmesine temizlemeyelim,
  • Başın yeterli derecede geriye itildiğinden ve çenenin öne kaldırıldığından, ancak boynun aşırı geriye doğru gerilmediğinden emin olalım,
  • Eğer başın geriye itilmesi ve çenenin öne doğru kaldırılması hava yolu açıklığını sağlamamışsa, “jaw thrust” (çene yukarı) yöntemini deneyelim,
  • Etkili solunum sağlamak için 5 kez soluk uygulamayı deneyelim, hala başarılı olamıyorsak kalp masajına başlayalım

Çocuğun dolaşımını değerlendirelim:

On saniyeden uzun olmayacak şekilde:

  • Yaşam belirtilerini gözleyelim – bu gözlem herhangi bir hareket, öksürme veya solunumun kontrolünü içerir (anormal “iç çekme” veya seyrek, düzensiz solunum dışındaki hareketler). Eğer nabzı kontrol edersek, 10 saniyeden daha az zaman harcayalım,
  • Nabız kontrolü güvenilir değildir, bu nedenle hastanın nasıl göründüğüne dair genel tablo “temel yaşam desteği” gerekip gerekmediği konusunda yol gösterici olmalıdır; yani yaşam bulguları yoksa “temel yaşam desteği’ ne” başlayalım,

Eğer 10 saniye içinde yaşam belirtilerini saptadığımızdan eminsek:

  • Gerekirse, çocuk kendi başına yeterli soluyuncaya kadar soluk alıp vermesine devam edelim,
  • Çocuk bilinci kapalı durumda kalıyorsa, yan tarafına, yani “derlenme” pozisyonuna çevirelim,
  • Çocuğu sık sık yeniden değerlendirelim,

Yaşam belirtileri yoksa

  • Göğüs basılarına başlayalım,
  • Suni solunumla göğüs basılarını 15 bası, 2 havalandırma olacak şekilde devam edelim,

Göğüs basıları: Tüm çocuklarda kompresyonu iman tahtası kemiğinin (sternum) alt yarısına uygulayalım. Göğüs ön-arka çapının en az 1/3’ü oranında çöktürecek şekilde iman tahtasına bası uygulayalım, basıyı kaldıralım ve bu uygulamayı dakikada 100-120 hızında tekrarlayalım. 15 basıdan sonra hastanın başını geriye itip çeneyi kaldıralım ve iki etkin solunum yaptıralım. Bası ve havalandırmalara 15:2 oranında devam edelim.

Bebekte göğüs basısı:

Tek kurtarıcı iki parmağın ucuyla iman tahtasına bası uygular. İki veya daha fazla kurtarıcı varsa – göğüs kafesini sarma tekniği kullanılır. Her 2 başparmağımızı, parmak uçları bebeğin başı yönünde olacak şekilde iman tahtasının alt yarısına yerleştirelim. Her iki elimizin diğer parmakları ile göğüs kafesini alt bölümünden saralım. Parmaklarımız bebeğin sırtını desteklemelidir. İki yöntemde de, iman tahtasını, bebeğin göğüs kafesinin ön-arka mesafesinin en az 1/3’ü oranında çöktürecek kadar veya 4 cm kadar bası uygulayalım (Resim 4).

Bir yaş üzerindeki çocuklarda göğüs basısı.

Karnının üst kısmına baskıyı önlemek için, ortada en alt kaburgaların birleştiği köşeyi bularak ksifoidi bulalım. Bir elin topuk kısmını iman tahtasını üzerine, ksifoidden bir parmak yukarıya yerleştirelim. Parmaklarımızı çocuğun kaburgalarına bası yapmayacak şekilde kaldıralım. Kazazedenin göğüs kafesi üzerinde duralım ve kollar düz bir şekilde göğüs kafesini ön-arka mesafesini en az 1/3’ü oranında veya 5 cm çöktürecek kadar iman tahtasına bası uygulayalım. Daha iri çocuklarda veya kurtarıcı ufak-tefek olduğunda, her 2 el ile ve parmaklar kenetlenerek uygulanırsa, göğüs basıları daha kolay gerçekleştirilir (Resim 5)

Çocukta Hayata Döndürme Çabalarına ne zamana dek devam edilir:

  • Çocuk yaşam belirtileri gösterinceye (uyanma, hareket etme, gözlerini açma, normal soluma) kadar,
  • Daha fazla sağlık çalışanı gelene, yardım edene veya devralıncaya kadar,
  • Biz yorgunluktan tükeninceye kadar,

Ne zaman yardım çağrılmalı?

  • Çocuk bayılıp kendinden geçtiğinde kurtarıcıların olabildiğince hızlı yardım çağırmaları hayati önem taşır.
  • Birden fazla kurtarıcı varsa, bir kişi hayata döndürme çabalarına başlarken, diğeri yardım çağırır,
  • Tek kurtarıcı varsa yardım çağırmaya gitmeden önce yaklaşık 1 dakika veya 5 defa hayata döndürme çabasını uygulamalıdır. Hayata döndürme çabasında verilecek arayı en aza indirebilmek için, bebek veya küçük çocuklar yardım çağırmaya giderken taşınabilir.

•Eğer yalnızken çocuk aniden bayılıp kendinden geçtiğini görür ve çocuğun kesin öldüğünden şüpheleniyorsak, ilk önce yardım çağıralım, sonrasında hayata döndürme çabasını uygulayalım.

Özet

Değerli okuyucularımız, her zaman söylediğimiz gibi en ucuz, en etkin, en başarılı tedavi korunmadır. Yani hasta olmayı engellemek gerekmekte, nedeni ortadan kaldırmak gerekir.

Öncelikle yapmamız gerekenler: çocuklarımızı böyle risklerden korumak için tedbir almak, onları eğitmek ve tabii ki en önemlisi ilk yardım eğitimini alarak, böyle acil durumlarda müdahale edebilir seviyede bilgili ve eğitimli olmaktır. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, eğer ilk yardım konusunda eğitimimiz yoksa bu tür ilk yardım uygulamalarını asla yapmayalım.

Hep sağlıklı ve güzel günlerde görüşebilmek, Mavişehir dergimizin yeni sayısında tekrar buluşabilmek ümidi ile en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.

 

Kaynaklar

  • http://www.resusitasyon.com/erc-2015-resusitasyon-kilavuzu-turkce-genis-ozet,
  • http://www.resusitasyon.com/aha-2015,
  • https://cprguidelines.eu/

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz