Prof. Dr. Bora Bağış
Instagram: @profdrborabagis
Diş ve diş destek dokularımızı kaybettiğimiz zaman fonksiyon, fonasyon ve estetik ihtiyaçlarımızın geri kazanılması için protezler kullanırız.
Dişlerimiz; estetik gereksinimler, fonksiyonel ve pozisyonel sorunlar, kırıklar, aşırı doku kayıpları, vb. nedenlerle metaller, metal destekli porselenler ve tam seramik materyaller ile kaplanabilir. Bu işlem için dişin bazı kurallara göre küçültülmesi gerekmektedir. Tek bir dişin kaplanmasına ‘kuron’ ismini veririz. Eğer diş eksikliklerimiz varsa, komşu dişlerden destek alarak yine aynı malzemelerle hazırlanmış bu tip protezlere de ‘köprü’ adını veririz.
Hazırlanan kuron veya köprüler dişlere özel yapıştırıcı materyaller ile yapıştırılır ve ağızdan hasta tarafından çıkarılamazlar. Bu yüzden ‘sabit protezler’ olarak da ifade edilirler. Eğer diş eksikliğimiz varsa ve ‘köprü’ yaptırmak istersek komşu dişlerden destek alınması için onların da bir preparasyon (küçültme) işlemine ihtiyacı olacaktır.
Kuron ve köprüler uzun yıllardır diş hekimliğinde güvenle uygulanan restorasyon tipleridir. Dijital üretim metodlarının da yaygınlaşmasıyla daha da başarılı restorasyonlar hazırlayabilmekteyiz. Diş eksikliğimiz olduğunda köprü yerine bu boşluklara implantlar da yapabilmekteyiz. İmplantları diş kökünü taklit eden yapılar olarak düşünürsek aslında kemikle iyi integre olmuş implantlar, kuronlar ile birlikte ağzımızda görünür hale gelmekte ve fonksiyonel bir yapıya dönüşmektedirler. Teknik olarak şart olmadığı için kaybedilen her diş yerine bir implant yapılmadıysa daha az sayıda implantlar arasında köprüler de yapılabilmektedir.
İmplanların üst yapılarının hazırlanmasında dişlerin küçültülmüş haline benzer şekilde abutment (dayanak) denilen parçaların benzer şekilde hazırlanması gerekmektedir.
Diş veya implant destekli kuron-köprülerin uzun yıllar ağzımızda sağlıklı bir şekilde durabilmesi için restorasyonların iyi hazırlanmış olmasının gerekliliği kadar rutin kontroller ve hastanın protezlerinin bakımını nasıl yaptığı da önem taşımaktadır.
Hangi materyalden hazırlanmış olursa olsun bu restorasyonlar temel beslenme ihtiyacımızı güvenle sağlamalıdır ve zaten bu tip yüklere de dayanacak şekilde üretilmektedir. Doğal dişlerimiz için de geçerli olan, örneğin kabuklu bir kuruyemişin dişlerle kırılmaya çalışılması gibi doğal dişlerimiz için de uygun olmayan kullanım, dişlerimiz gibi restorasyonların da zarar görmesine neden olabilecektir. Bruksizm (diş gıcırdatma) gibi kontrolsüz yüklerin oluştuğu durumlarda da bu riskler olabilmektedir. Bu konuda da hekimin bilgilendirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Seramik bir materyalle kaplanmış bir dişin parlak yüzeyi sayesinde gıda birikimi çoğu zaman daha az olabilecekken diş eti birleşim yerleri, arayüzler, dişsiz boşluğa bakan köprü yüzeyleri nispeten riskli bölgeler olarak değerlendirilmektedir.
Bu restorasyonların temizlenmesinde öncelikle mevut dişlere de uygulanan rutin diş fırçalaması işlemi yapılmalıdır. Bu durumlar için uygun sertlikte bir diş fırçası ve restorasyon yüzeyini bozmayacak bir diş macununun kullanılması şarttır. Özellikle restorasyonların olduğu bölgelerde fırçalama diş etinden dişe doğru olmalıdır. Rutin temizliklerin yapılmaması kadar hatalı fırçalamalar da diş eti çekilmelerine neden olabilmektedir ve bu şekilde diş eti uyumunu kaybetmiş restorasyonlarda da farklı sorunlarla karşılaşabilmekteyiz.
Doğal dişlerimizin varlığında veya dişlerimiz tek tek kaplandığında arayüz temizliği için mutlaka diş ipi kullanmamız gerekmektedir. Birbirine bağlı kuronlar ve köprüler yapıldığında ise normal diş ipleriyle arayüzlere ve dişsiz bölgelere yerleştirilen restorasyonların altlarını temizlemek olanaksızdır. Bu bölgelerde köprüler için hazırlanmış özel diş ipleri ve uygun kalınlıktaki arayüz fırçalarından faydalanabilmekteyiz.
Son yıllarda ulaşılması zor olan tüm yüzeylerde basınçlı bir şekilde su püskürtme temeline dayanan ağız duşlarının kullanımı da yaygınlaşmıştır. Bu amaçla üretilmiş büyük cihazlar kadar seyahat tipi olarak taşınabilir cihazlarla da uygulama kolaylaştırılmıştır. Farklı uçları olan ve basınç seviyeleri değiştirilebilen cihazlarla farklı bölgelerde farklı stratejilerle temizlik sağlanabilmektedir. Kullanımı diğer arayüz temizleme işlemlerine göre daha kolay olduğu için çoğu hasta tarafından tercih edilmektedir.
Mekanik temizlik mantığıyla kullanılan tüm sistemlere ilaveten destekleyici amaçla ağız bakım suları da kullanılabilir. Antibakteriyel etkinlikleri daha kuvvetli olan gargara ve spreyler diş hekimlerinin uygun gördüğü zaman ve durumlarda dönemsel olarak kullanılmalıdır.