Bu sayıda söyleşimizi “Küçük Gelin” dizisinde oynayan Melda Arat’la gerçekleştirdik. Mavişehir Dergisi olarak sorduğumuz her soruyu içtenlikle yanıtlayan Melda Arat, güleryüzlü hali ve samimi tavırlarıyla kalbimizi fethetti. Röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Melda Arat kimdir? Nasıl biridir? Nerede dünyaya gelmiştir, nelerden hoşlanır, nelerden nefret eder?
Merhaba. Atalarım Yugoslavya Saraybosna’dan Türkiye’ye Ege bölgesine göç etmişler. Ben Kütahya’da dünyaya geldim. 8 yaşından beri İstanbul’da yaşıyorum. Erken kalkıp geç yatanlardanım. Hayatı dolu dolu yaşamayı severim, insanları yargılamayı hiç sevmem. Herkesin mutlu olmasını isterim ama yalancı ve kibirli insanlardan uzak durmayı tercih ederim. Harika bir ailem ve çok güvenilir dostlarım var ve bu nedenle kendimi çok şanslı hissediyorum.
Yıldız Teknik Üniversitesi Restorasyon Bölümü ile Mimar Sinan Üniversitesi Matematik Bölümü’nü bitirdiğinizi biliyoruz. Oyunculuk mesleğine nasıl atıldınız?
Çocukluğumdan beri hep oyuncu olmak istemiştim. O zamanlar bu kadar özel kanal yoktu; oyuncuların geçimini sağlaması zordu ve ailem derslerim çok iyi olduğu için konservatuara girmeme izin vermedi. Ancak daha sonra ben Kandemir Konduk’un açtığı bir yarışmaya katıldım ve kazandım. “Palavra Aşklar” adlı dizi filmle sektöre adım attım ve hiç ara vermeden devam ettim. Kamera büyüleyici bir şey. O olmasa hayatım eksik kalır.
Ne zamandan beri dizilerde oynuyorsunuz? Unutamadığınız bir dizi veya rolünüz var mı? Varsa hangisi?
1994’den beri dizi filmlerde rol alıyorum. Canlandırdığım tüm karakterleri isteyerek seçtim. Hepsinin anısı var ama Star TV’de “Zilyoner” adlı projeden köylü kızı Güllünaz beni çok eğlendirmişti.
Şimdilerde Küçük Gelin dizisinde Zümrüt karakteriyle görüyoruz sizi. Bu dizinin ilgiyle izlendiğini biliyoruz. Siz bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz? Dizi hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Böyle bir projede yer almaktan mutlu musunuz?
Küçük Gelin aslında bir sosyal sorumluluk projesi ve projede olmaktan çok memnunum. Senaryoyu okuduğumda bana teklif gelmesi beni çok sevindirmişti. 10 yaşında bir kızım var; çocuklar konusunda çok hassasım, onların kendi hayatlarını diledikleri gibi yaşayabilmeleri gerekir. Küçük yaşta zorla evlendirilip hayatlarının karartılması çok derin bir yara. Ülkemizde o kadar çok küçük gelin var ki… Onların hayatları, diledikleri gibi yaşayıp eğitimlerini sürdürmeleri çok önemli. Daha kendileri çocukken anne olma sorumluluğunu taşımamalılar.
Biraz da canlandırmış olduğunuz Zümrüt karakterinden söz eder misiniz lütfen?
Zümrüt aslında vicdanlı, iyi bir kadın. Kocası yıllar önce kaybolmuş ve çocuklarını tek başına büyütmüş. Yıllar sonra kocası, hafızasını kaybetmiş olarak bulunuyor. Törelerin karşısında sesini çıkartamasa da yaşanan haksızlıklara çok üzülüyor. Bu nedenle oğlu Azat’ın ağa olup törenin yanlışlarını düzeltmesi için mücadele ediyor.
Dizi oyunculuğu dışında neler yaparsınız? Varsa plan ve projelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Çalışmayı çok seviyorum. Zamanımı boşa harcamak bana göre değil. Set çok yoğun ama çok güvendiğim ve yakın dostum olan Cast Direktörü Berna İçöz’le bir ay önce birlikte çalışma kararı aldık. Cast direktörlüğünün yanı sıra menajerlik, ajans ve yapım konularında da sektöre nitelikli bir soluk getirmek üzere yola çıktık. Şu an bir çok projenin cast direktörlüğünü aldık ve bayrağımız altında çalışacağımız oyuncu, senarist ve yönetmenlerle kadromuzu oluşturuyoruz.
Bu güzel ve samimi sohbet için çok teşekkür ederiz.
Ben de çok teşekkür ederim.
