AŞKIN BEDELİ DİZİSİNİN BAŞARILI OYUNCUSU DENİZ BOLIŞIK

4
5

Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?
Kendimden bahsedeyim tabi, ama sanırım en zor soru bu. Ne diyeliiimm?.. Ben Deniz, Ankara doğumluyum, Hacettepe Üniversitesi Ank. Dev. Konservatuvarında tiyatro okudum ve mezun olduğumdan bu yana oyunculuk yaparak hayatıma devam ediyorum. 2006 yılının ortalarından beri de İstanbul’da yaşıyorum.

Kendinize vakit ayırabildiğiniz zamanlarda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Yoğun bir çalışma dönemindeysem, kendime kalan vakitlerde özlenen dostlarla ve arkadaşlarla vakit geçirmek benim için sıra başını çekiyor, bir yandan da devam eden hayatı yakalamaya çalışıyorum. Yeni gelen filmleri izlemek, gidilecek diye aklıma yazdığım oyunlara gitmeye çalışmak gibi… (Gülümseyerek devam ediyor) Ben, kendimle başbaşa kalmayı da severim, birazcık da onu yapmaya çalışıyorum. Bizim işte; bazen çalışmakla kendinize vakit ayırmak iç içe geçebiliyor; tiyatro turneleri böyle oluyor mesela… O zaman da kendime kalan vakitlerde değişik yerler görme şansı edinmiş oluyorum, bu da beni oldukça mutlu ediyor.

mavisehir-dergisi-deniz-bolisik2

Oynadığınız dizide, hayatı tümüyle elinden alınmış, birden fazla zorlukla mücadele eden asıl kimliği Sedef Haznedar olan Zeynep karakterini canlandırıyorsunuz… Bu karakteri nasıl değerlendirirsiniz, sizce o güçlü bir kadın mı?
Bana sorarsanız Sedef aslında Zeynep olduktan sonra karakter olarak daha da güçlenmiş olmalı. Çünkü, her zaman hayatta yaşanan zorluklarla baş etmek; bir şekilde ayakta kalmayı başarıyorsanız insanı hep daha güçlü yapar. Sedef’in küçüklüğünde yaşadığı zorlukları annesiyle birlikte atlattıklarını düşünürsek, sonrasında mutlu ve güzelce devam eden, hayat standartının yüksek olduğu bir evliliğin içindeydi, fakat ansızın kolay kolay atlatılamayacak hatta travma yaratacak şeyler yaşadı ve bütün bunlarla nerdeyse tek başına baş etmek zorunda kaldı, aslında bu sayede karakter olarak güçlendi, hayatındaki pek çok şey ve öncelik değişti, her ne olursa olsun baş etmeyi öğrendi ama etrafında dönen olaylar yakasını hiç bırakmadığı için biz onu çok da güçlü bir şekilde izleyemedik, hep sıkıntılarla boğuştu ve boğuşacak da, biri bitmeden bir yenisi çıktı, biz onun bu çıkmazları aşma çabasını gördük hep, yaşadığı korkulara sıklıkla şahit olduk, ama her ne olursa olsun, oğluna ve ailesine kavuşma çabası aslında onun hayattan kopmadığını ve dolayısıyla da tutunduğu dalların kuvvetli olduğunu gösterir bence…

Özel hayatınızda Zeynep kadar sabırlı olabilir miydiniz? Büyük bir sırrı uzun süre saklayabilmek katlanılabilir bir durum mu sizce?
Özel hayatımda bazı konularda inanılmaz sabırsızken bazı konularda da çok sakin ve sabırlı hissedebiliyorum kendimi. Ama Sedef’in yaşadıklarını yaşamış olsaydım gelecekte olabilecekleri hesaplamadan davranırdı; yaşanan her ne pahasına olursa olsun düşünmeden ağzımdan dökülüp giderdi bence… Bir sırrı uzun ya da kısa bir süre de olsa saklamak hiç de katlanılabilir bir şey olmasa gerek diye düşünüyorum…

Günlük bir dizinin başrol oyuncularından biri olmak çok yoğun bir tempoyu da beraberinde getiriyordur şüphesiz… Motivasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz? Sosyal medyada ve dışarıda aldığınız olumlu tepkiler, bu motiveyi arttıran önemli unsurlardan mıdır mesela?..
İnsanın sevdiği mesleği yapabilmesi galiba hayatta en önemli motivasyon unsuru, o zaman, zaman-mekan kavramlarıyla uğraşmayıp, işinizi yaşıyor oluyorsunuz. Bunun dışında çalışma ortamımızın güzel insanlardan oluşması, güzel bir ekiple çalışmak, iş arkadaşlarını sevmek, işin bence en şanslı kısımları. Ayrıca dediğiniz gibi sosyal medyadan ya da hayattan aldığımız tepkilerin de kesinlikle bizi motive ettigini düşünüyorum.

mavisehir-dergisi-deniz-bolisik3

Dizinin takipçileri merak ediyor olmalı, biraz da set ortamınızdan bahsetsek… Nasıl bir ekibe sahipsiniz?
Az önce de söylediğim gibi, bizim hem kamera önü hem de kamera arkası grubumuzda bulunan herkesin çok güzel seçilmiş ve toplanmış insanlar olduğunu düşünüyorum. Bu büyük bir şans… Biz güzel bir ekibiz ve keyif alarak çalışıyoruz… Bizim setimizde özetle; bireysellik hakim değil, çok güzel ve uyum içinde çalıştığımızı, bir takım ruhu taşıdığımızı düşünüyorum.

Türkiye’de dizi sektöründe yıldız haline gelmiş yetenekli kadın oyuncular var ve yeni projeler için artık vazgeçilmez isimler halini aldılar. Konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce bundan sonra yeni yüzlerin parlaması, bu isimlerin çoğalması gerekli midir? Sektörün gelişmesinde nasıl bir etki yaratır?
Dizi sektöründe; yıldız haline gelmiş ve de gerçekten yetenekli oyuncuların var olduğunu ve bulundukları yerleri hak ettiklerini düşünüyorum.. Eskiye oranla daha çok; insanların oyuncu kimliklerinin ve yeteneklerinin önemsendiği bir bakış açısına sahip sektör son dönemde… Bu çok mutluluk verici. Kadın ya da erkek, kimsenin sahip olduğu özellik ve yeteneklerinin dışında şişirilmiş bir şekilde lanse edildiğini düşünmüyorum… Zaten ben, sektörün canlı bir organizma gibi gelişip değişerek büyüdüğünü düşünüyorum, o sebeple yeni yüzler de doğru zaman geldiğinde, kendiliğinden yerlerini almış oluyorlar.

Son olarak gelecekle ilgili planlarınızı ve isteklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Bizim hayatımız biraz kendi planlarımız, biraz da hayatın bize sunduklarının harmanlanması sonucunda ilerliyor. Ben de bu iki kulvarı iyi bir şekilde yönetebilmeyi diliyorum. Hayatımın her döneminde yaptığım işlerle, kendimi ve seyirciyi besleyecek, geliştirecek, büyütecek ve hatta birlikte ileriye doğru adımlar attığımızı hissettirecek işler yapabilmenin hayali içindeyim ve tüm yaşamımı bu doğrultu üzerinde sürdürebilmeyi diliyorum…

Bu güzel sohbet için teşekkür ederiz.
Benim için de çok keyifli ve güzel bir sohbetti. Mavişehir Dergisi’ne teşekkür ederim.

mavisehir-dergisi-deniz-bolisik4

4 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz