Motivasyon kelimesi ülkemizde çok sık kullanılan bir kelimedir.Motive olmak, sanki iki saniyede olup biten bir şeymiş gibi karşılanır hep. Sporculardan veya antrenörlerden ve hatta seyircilerden bile duyarız “motivasyonu eksik o yüzden kaybetti” diye. Ama aslında o kadar da basit değil bu motivasyon olayı.Öncelikle sporcu motive olmaya hazır olacak, yani oynayacağı maça hazır olduğunu, yeteri kadar antrenman yaptığını, eksiklerini giderdiğini, bir önceki turnuvaya göre daha iyi olduğunu bilecek. Antrenörünün kendisini motive ederken kullandığı sözlerin doğruluğuna inanacak. Aksi takdirde, antrenör sporcuyu motive etmek için, sporcunun hiçbir zaman sahip olmadığı özelliklerini sıralamaya başladığında, oyuncunun çok fazla motive olacağını düşünmüyorum.
Birde içsel ve dışsal motivasyon konusu var. Bu teknik bir kitap olmadığından dolayı, sizleri çok fazla detaylarla sıkmadan, anlatmak istediğimi sizlere aktarmak istiyorum.
Antrenörlük hayatım boyunca çok fazla karşılaştığım bir durumdur. Velilerin sporcuyu motive etmek için bir takım vaatlerde bulunması.Oyuncuların maça girerken, anne veya babaların bazen de hem annenin hem de babanın sporcuya maçı kazandığı takdirde çeşitli hediyeler alacağını söylemesi. İşte bu dışsal motivasyona harika bir örnek.
Ben bu yola başvuran velilere, sporcuya her kazandığı maçtan ve her geçtiği turdan sonra ne ödül vereceğini önceden belirlemelerini istiyorum. Mesela turnuva başlamadan önce sporcuya şöyle bir tablo sunulabilir.
Sporcu maçlarını kazandığı takdirde
1.tur, yeni bir raket
2. tur, yeni kıyafetler
çeyrek final, yeni bir telefon
yarı final, Play Station
final, bir tablet bilgisayar
şampiyonluk, açık çek sen ne istersen alırım vs.
Bu listeyi önceden belirleyip sporcuya verin ki, sporcu neye ihtiyaç duyuyorsa ona göre mücadele etsin.
Şaka bir yana bu tabloyu bu kadar profesyonel olmamakla beraber defalarca gördüğümü söyleyebilirim. Ama ne yazık ki pek başarılı bir yöntem olduğunu söylemem mümkün değil.
Birde içsel motivasyon var. Yani sporcunun başarılı olmayı tüm ruhuyla, bedeniyle sonuna kadar istemesi. Başarılı olmak ve yaptığı işten olumlu sonuç alabilmek için yanıp tutuşması. İşte bu içsel motivasyonudur ve her zaman böyle bir sporcuya karşı oynamak zordur.
Çünkü o herhangi bir şey için oynamaz, o elinden gelenin en iyisini kendisine ve emeğine saygısı için yapar. Kortta geçirdiği saatler ve akıttığı teri gerçekten hak etmek için yapar. Böyle bir oyuncuya sahip olmak her koçun hayalidir…