“Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine” derler ya hep masalların sonunda; ben de bu kez yazıma bu cümleyle başlamak istedim. Oğlumuz Aras ile Duygu, 27 Eylül’de dünya evine girdi. Bu mutlu günde Aras’la Duygu’nun nikâhı Karşıyaka Nikâh Sarayı’nda kıyılırken ben, mutluluk gözyaşlarımı tutamadım. 5 yıl olmuş tanışmaları; zaman nasıl da geçiyor… Reklam Ajansı’mızda çalışmak üzere bir gün bir kız girmişti kapıdan içeri; “merhaba” demiş ve Aras’ın yanına geçmişti; Aras’ın Üniversiteden Ömer Hocası göndermişti Duygu’yu bize; o gün kimse Aras’la Duygu’nun evlenmek üzere tanıştıklarını bilemezdi. Kader ağlarını örmüştü işte… Aras tanışmalarının ardından henüz bir hafta geçmeden bana “anne biz Duygu ile evlenmeye karar verdik” demesin mi? “oğlum daha tanışalı ne kadar oldu, bu ne hız “ dedim tabii ki… Ama Aras bizi duyacak gibi değildi. Aşk dedikleri bu olsa gerek…
Bize düşen Duygu’yu ve ailesini tanımak oldu. Eminim ailesi için de öyle olmuştur. Biz aile ile tanışmak için ilk adımı attık. Tanışmamız yeni olduğu halde, hiç yabancılık çekmemiştik. Aras sürekli olarak bize “iki aile çok iyi anlaşacaksınız, bakın görün” diyordu. Bizim istediğimiz nasıl oğlumuzun çok mutlu olması ise Duygu’nun ailesi de kızlarının çok mutlu olmasını istiyordu elbette ve 5 yıl geçiverdi böylece… Çocuklar birbirlerini tanıdılar, biz aileler için çocuklarımızın mutlu olmasıydı önemli olan. Duygu da grafik tasarım bölümünde okuduğu için güçleri birleştirme kararı ile ailecek çalışmaya başladık. Aynı işte çalışmak hem çok güzel hem de zor bir durumdu. Biz işin güzel yanını görmeye karar verdik.
Çocuklar 27 Eylül’e nikah tarihi alınca; bir telaştır başladı ailelerde. Bütün bir yaz hem beynimiz hem bedenimizle koşturduk durduk. Bu işler zor, yorucu ama bir o kadar da tatlıymış. Her şey en iyi şekilde olsun, davet edilecek kimse unutulmasın diye çok uğraştık; ama eminim yine de yerine ulaşamayan davetiyeler olmuştur. Postada gecikme riskine karşılık mail ve telefonlarla ulaşabildiklerimizin dışında ulaşamadıklarımızın da olduğunu düşünüyorum. Affola… Bu mutlu günümüzde yanımızda olan tüm akraba, arkadaş ve dostlarımıza ne kadar teşekkür etsek az. Mutluluklar paylaştıkça çoğalıyor… Çocuklarımız yeni bir yaşama adım attılar. Bizim bir oğlumuz vardı; şimdi bir de kızımız oldu…
İnşallah çok mutlu olurlar, hayatın zorluklarına birlikte göğüs gererek evlilik ve iş hayatlarında başarıyla yükselen ivmeyi yakalarlar; sağlık, başarı ve mutlulukla… Bu mutlu günümüzle ilgili fotoğraflara da dergimizde yer verdik; ben de duygularımı sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgi ve saygılarımı sunarım…
Ziynet Attila