İzmir’de “Kadına Şiddet” e farkındalık yaratmak adına düzenlenen bir sosyal sorumluluk projesi sırasında rastladık Pınar Aylin’e… İzmirli Modacı Ertan Kayıtken’in bir giysisiyle podyumdaydı. O içten tavırları, gülen yüzü ve ışıldayan gözleriyle cıvıl cıvıldı ve sosyal sorumluluk projesi için özel olarak İstanbul’dan gelmişti. Defile sonrası kokteylde yanına gittik ve kendisi ile röportaj için sözleştik. Bizi öyle içten karşıladı ki; samimiyeti ve güler yüzü ile karşımdaki Pınar Aylin’e bir kez daha hayran oldum. İşte dedim “gerçek İzmirli güzel bir kadın”…
Pınar Aylin’e yönelttiğimiz soruların yanıtlarını okumak ve onu biraz daha yakından tanımak için sabırsızlandığınızın farkındayım. O halde sizi Pınar Aylin’le başbaşa bırakıyor ve ilk sorumuzu yöneltiyorum.
Pınar Aylin nerede dünyaya geldi, nerede okudu, müzik hayatına nasıl ve ne zaman başladı? İzmirli olduğunuzu biliyoruz ama yine de sizi okurlarımıza daha ayrıntılı tanıtmak adına bize kendinizden söz ederseniz seviniriz.
1972 İzmir doğumluyum. Özel Türk koleji ardından Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. Her iki okulumda da sadece hobi olarak ilgilendiğim müzik çalışmalarını çok sevmeme rağmen İstanbul’a yerleşme fikri bile ürkütücü geliyordu. Ancak şans insanı kendi gelip buluyor ve yetenekle birleştiğinde gerçekten muhteşem sonuçlar doğurabiliyor.
Profesyonel anlamda müzik hayatım Raks’ın bana inanması ve o dönemki gücüyle çok doğru projelere imza atmamızla başladı. Doğru besteciler, doğru müzik adamları, doğru imaj, birbiri ardına hitler ve kaliteli işler bir anda beni üniversitede televizyonculuk kariyeri başlamış bir genç kızdan genç bir popstara çevirdi.
Pınar Aylin nelerden hoşlanır, nelerden nefret eder?
Hoşlandığım şeyler aslında yaşam şeklimi ve hayata bakışımı da belirliyor. Aile kavramı benim için çok önemli ve öncelikli. Doğaya olan tutkum ise şu anda Çeşme’ye yerleşmemizde en büyük etken… Çiçeklerim hatta succulent tasarımlarım, ev dekorasyon, antikalar, filmler, kitaplar, köpeklerim, doğa yürüyüşleri, deniz ve balık merakım gibi hayatımı dolduran pek çok şeyle ruhum besleniyor. Nefret ise pek hayatımda tutmamayı seçtiğim bir kavram ama hoşlanmadığım şeyler tabii ki var, mesela trafik ve saygısız insanlar ilk aklıma gelenler..
Şimdiye kadar kaç albüm yaptınız? Yaptığınız albümler içinde özellikle çok severek hazırladığınız ya da gönül bağı kurduğunuz bir albüm var mı?
Yaptığım 8 albüm içinde “Ayışığında” albümünün yeri farklıdır. Özellikle 1998’de Amerikalı sanatçı Michael Damian’la Bekletme şarkısına “Don’t make me wait” ismiyle yaptığımız İngilizce – Türkçe düet kariyerime gerçekten müthiş bir ivme kazandırıp, o yıl pek çok ödül toplamamıza sebep olmuştu. Şarkının Kapadokya’da çekilen videosu ve o döneme göre fazlasıyla batılı soundu çok ses getirmişti. Hala da konserlerimde çok severek söylerim…
Kızınız Maya ile nasıl bir ilişkiniz var? Nasıl bir annesiniz, sınırlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Kızım hayatımı bambaşka bir noktaya ve anlama taşıdı bunun için hergün şükrediyorum. Ona verdiğim her türlü özenin karşılığını almanın tadını çıkarmaya başladığım şu dönemde, eğitimini en iyi şekilde devam ettirmesi için ailecek elimizden geleni yapıyoruz ve duyduklarımızdan gurur duyuyoruz.. İnşallah başarıları daim, şansı bol olur. Biz de Mavişehir Dergisi ekibi olarak Maya’ya başarılı ve uzun bir ömür diliyoruz. Şansı bol, bahtı açık olsun…
Maya’nın müzikle arası nasıl? Maya ile ilgili sizin gönlünüzde yatan bir meslek var mı? İleride mesleğiyle ilgili Maya’ya bir etkiniz olur mu? Neden?
Maya çok sağlam bir kulağa sahip ve sesi de çok hoş, dolayısıyla okul orkestrasında solist ama o da ben de bunu sadece hobi olarak değerlendiriyoruz.
Henüz 7. sınıfta ve meslek seçimi için erken olsa da yaratıcı tarafı çok güçlü olduğu için ilerde keyif alacağı bir branşı seçeceğini düşünüyor ve destekliyorum.
İzmirli sarışın, minyon güzel Pınar Aylin’i yıllar değiştiremiyor. Formunuzu nasıl koruyorsunuz ?
Teşekkür ederim 🙂 Kendine özen göstermeden olmuyor bazı şeyler; uyku, bakım, yeme içme alışkanlıkları, stres kontrolü ve kendine iyi gelen şeyleri hayatında tutma, aksinden uzak durma seçimleri etkili oluyor sanıyorum..
Biraz da projelerinizden söz edelim mi?
Yeni heyecanlar var hayatımda ama zannedildiği gibi yeni bir albüm ya da tv programı değil! Başka bir dönem başlıyor hayatımda ve bu beni çok heyecanlandırıyor. Çeşme’ye yerleşmek, daha doğal ve hayalini kurduğum hayata geçiş yapmak, İstanbul’daki evi küçültmek ve Bebek’e taşımak gibi… Öte yandan sahne çalışmaları da İzmir ve Çeşme ağırlıklı olarak devam ederken yeni bir single vakit bulduğumda gelebilir..
Bir İzmirli olarak İzmir ve İzmirliler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
İyi ki İzmirliyim, iyi ki bu kültürle doğmuşum, bu kültürle yoğrulmuşum.. Samimiyetimiz, sıcaklığımız, güzel enerjimiz, pozitif bakışımız yanında sağlam duruşumuz bizi farklı ve fark edilir kılan. İzmir’le olan derin bağım, ait olma hissini de kapsadığı için ailecek geri dönmekten, buraya yerleşmekten çok memnunuz. Elimden geldiğince hem Çeşme için hem İzmir için belediye başkanlarımıza her türlü desteğe hazır olduğumu söyledim. Bu kadar özel bir coğrafyanın korunup kollanması gerektiğini düşünüyorum.
İzmir’e ne sıklıkla geliyorsunuz? İzmir’e gelişlerinizde tercih ettiğiniz yerler genelde nereleri oluyor?
Annem ve kardeşimden ötürü Karşıyaka’ya çok sık geliyoruz, keza Mavişehir ve Egepark’a da…
İzmir’in Karşıyaka’sı, Bostanlı ve Mavişehir’i hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz lütfen?
Karşıyaka çok Avrupalı, çok rahat ve çok güzel.. Tabii ki çok seviyoruz 🙂
Bu güleryüzlü söyleşi ve sorularımıza verdiğiniz samimi yanıtlarınız için çok teşekkür ederiz.
Bende Mavişehir Dergisi’ne çok teşekkür ederim.