LEVN-İ ALAÇATI MİNYATÜR SEGİSİ

1
10

2 – 9 Ağustos 2014 tarihlerinde Galeri Alaçatı’da gerçekleşecek olan “Levn-i Alaçatı Minyatür Sergisi”, Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü öğretim üyelerinden Filiz Adıgüzel Toprak ve öğrencileri Burcu Gezer ve Gökçe Erdoğan’ın eserlerinden oluşuyor. Filiz Adıgüzel Toprak öncülüğünde biraraya gelen grup, akademik eğitimleri devam ederken, minyatür sanatı üzerine geliştirdikleri projelerinin sanat alanında hayat bulması ve asıl önemlisi “minyatür”ü güncel hale getirmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. “Minyatür”ü biçim dili bakımından bir “görme biçimi” ve “bakış açısı” olarak değerlendiren Filiz Adıgüzel Toprak’ın, özellikle kent ve mimari minyatürlerine yönelmiş olması da bu grubu biraraya getiren nedenlerden olmuş.

Doğu’da İslam öncesi zamanlardan itibaren görülen minyatürler, yüzyıllar boyunca kitabın içinde yer almış, tasvir ettiği metni açıklamaya yarayan resimler olarak biliniyor. İslam hükümdarlarının saraylarında, geniş bir sanatçı kadrosuyla üretilen minyatürlü el yazmaları her dönemde en prestijli objelerden olmuş. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, özellikle 16. Yüzyılın ikinci yarısında doruk noktasına ulaşan minyatürlü el yazması üretimi, günlük hayatın ve törenlerin de resmedilmesiyle belgesel nitelik kazanmış. Kolektif bir çalışma sonucu üretilen minyatürlerde, Batı resminin temel tekniklerinden perspektif ve derinlik yok, zaten minyatürü ilginç kılan da bu özelliği; görünenin resmedildiği değil, bilgiyi aktaran bir biçim dili. Minyatür sanatında kendi doğası kaynaklı özgün bir bakış açısı var. Bu, eserlerin ruhuna da bir başkalık veriyor.

Kendilerine “Levn” ismini veren grup, minyatürü ve Alaçatı sergisini şöyle açıklıyor:
“Minyatür”, Batı’da Antik Çağ’dan, Doğu’da ise İslam öncesi dönemlerden itibaren kendine özgü bir görsel dille kitabın içinde asıl biçimine kavuşmuştur. Bu dünyaya ait olmayan biçimler, mekanlar ve renklerle kurgulanan minyatür, gözün tek merkezli bakışını reddederek göze özgürlüğünü bağışlar. Perspektif kurallarını yerle bir eden bu çoğulcu görme biçimi, minyatürün gerçeklik anlayışını temsil eden, minyatürü diğer bütün görme biçimlerinden ayıran özelliktir. Görünen dünya bir göstergeler dizgesi ile betimlenirken, minyatürde ifade dilini oluşturmak dış dünyanın algılanması ve imgelere dönüştürülmesi ile ilgilidir. Şehir ve mekan betimlemelerinde gerçeğe sadık kalınsa da izleyiciye başka bir dünyanın kapıları açılır: üst üste istiflenmiş evler, büyük kapılar, kıvrımlı dar sokaklar, rengarenk çatılar, minarelere sarılmış altın bulutlar, pembe gökyüzü… Minyatürde şehir kurgusu, mekanları, mimariyi ve konumları tanıtır/anımsatır, ancak izleyiciye geçen asıl his bu büyülü dünya aracılığıyla yaşadığı şehrin ruhuna dokunmasıdır.

“Levn”, adıyla özdeş, renk ve bir şeyi diğerinden ayıran alâmet olarak, Alaçatı’nın taş mimarisinden ve Ege’nin denize tutkun dokusundan esinle yola çıkarak tasarladığı minyatürlerle farklı bir Alaçatı sunuyor.”

mavisehir-dergisi-filiz-adiguzel-toprak2

mavisehir-dergisi-filiz-adiguzel-toprak3

mavisehir-dergisi-filiz-adiguzel-toprak4

mavisehir-dergisi-filiz-adiguzel-toprak5

 

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz