Hayatımız, inançlarımızın bir yansımasıdır. Ana rahmine düştüğümüz andan 6 yaşına kadar geçen sürede programlamalarımız bilinçaltında yerleşir. Geçmişe bağlı koşullanmaların sonucuyla çoğunlukla isteklerimizi hayata geçirmeyi bazı duygu ve davranışlarımızla engelleriz. Eğer yaşamımız sadece bilinçli düşüncelerle şekillenseydi, hayatımızın her alanında başarılı olmamız kolay olurdu. Çünkü bilinçli düşüncelerimizi ve inançlarımızı yeni bir bilgiyle, okuduğumuz bir kitapla, deneyimlerimizin istenmeyen sonuçlarını gördüğümüzde, irademizi kullanarak değiştirebilirdik. Bilinçaltı inançlarımız özsaygımızı, ilişkilerimizi, iş hayatındaki performansımızı, zihinsel ve ruhsal sağlığımızı önemli ölçüde etkiler.
Amaçlarımızı gerçekleştirmek için bilinçaltının desteğine ihtiyacımız var. Her duygunun altında mutlaka bir düşünce vardır. Eğer bir kişi kızgınlık duygusu hissediyorsa bunun nedeni kızgınlık duygusu uyandıran bir düşünce olacaktır. Düşüncesini değiştiren insan, duygularını da değiştirebilir. Düşüncelerini kontrol edebilen insan, duygularını da kontrol edebilir. Eski olumsuz kalıpları kırmak ve yerine olumlu düşüncelere, imgelere sahip olmak bir insanın yaşamını tamamen değiştirecektir. Olumlu düşünceler, olumlu duyguları beraberinde getirecektir. Kendine ve yaşama güvenen, olumlu düşünebilen, canlı pozitif duyguları olan bir insan ise özgür, mutlu ve başarılı olmayı başaracaktır. Bilinçaltınızda her sorunun cevabı vardır. Uykuya dalmadan önce bilinçaltına “Sabah altıda kalkacağım” emrini verirseniz sizi tam saatinde uyandıracaktır. Her gece yatarken kendi kendinize söylediğiniz olumlu ifadeler sağlığınızın kusursuz olması yönünde olmalıdır. Çünkü bilinçaltınız buyruğunuzu yerine getirecektir. En doğru şekilde düşünüp hissetmeye başlarsanız huzurlu bir zihne sahip olmanız kaçınılmaz olur. Bilinçaltınız zihninizden geçirip doğru olduğunu iddia ettiğiniz her şeyi kabul edecek ve size bunu yaşatacaktır.