1881 FİDAN İÇİN 10 KASIM GÜNÜ BİR BAŞLANGIÇTI
Hatırlarsanız size Mavişehir Dergisi olarak ağaç dikme projemizden ve isteğimizden bahsetmiştim; ilk ağaçlarımızı 1881 Derneği’nin desteği ve faaliyetleriyle diktik.
Bunu da çok anlamlı bir günde;
10 Kasım Atatürk’ü Anma Gününde gerçekleştirdik…
İlk önce 1881 Derneği ile Karşıyaka Kaymakamlığı’ndaki Atatürk’ü anma törenlerine katıldık, geçen senelere göre çok kalabalıktı tören alanı; herkes en güzel kıyafetlerini giymiş, büyük bir saygı ve özlem duyduğu Atatürk’ü selamlamak ve minnetlerini sunmak için hazırdı. Çelenkler konuldu, herkes muntazam sıra oldu, önünü ilikledi, nefesini tuttu ve siren duyuldu…
Ben 10 Kasım günlerinde başımı hiç eğmem, gözlerim dolar, içim titrer, gökyüzüne bakarım; Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır, beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir diyen birisinin arkasından matem gerekmediğini, fikirlerine bağlı kalınması gerektiğini yine ondan öğrenmiştim…
Törenden sonra 1881 Derneği’nin projeleri için pilot köy seçtiği; Menemen Bağcılar Köyü’ne doğru arabalarla yola çıktık.
Bağcılar Köyü sakinleri bizleri öyle güzel ağırladılar ki, sanki yıllardır tanışıyormuşuz, ayrımız gayrımız yokmuş gibi hissettik. Hepsinin o güzel enerjileri ve sevgi dolu kalpleri köye muhteşem bir ruh kazandırmış.
Bağcılar Köyü’nün pilot köy seçilmesinin çok anlamlı nedenleri var; Bağcılar Köyü’nde 1902’lerde bir medrese varmış, orada yetişen bir talebe, İzmir’de, İstanbul’da vali olabiliyormuş, eskinin üniversitesiymiş, 1920’lerde yıkılmış ve yerine köylüler elbirliği ile tekrar bir okul yapmışlar. Yeni yazının 1928’lerde ilk çıktığından sonra okulun öğretmeni okula dair bir hatırat yazmış kendi el yazısıyla… O zamanlar ilkokul diploması 3 yılmış, okul ilk mezunlarını 1936 yıllarında vermiş. Köyün gençlerinin neredeyse tamamı üniversite mezunu. Şu an birçok üniversitenin öğrencilerinin bile yararlandığı harika bir kütüphaneye sahip.
Bağışlanacak kitaplarınız varsa Lütfen 1881 Derneği ile iletişime geçin ve kitaplarınız harika bir amaca hizmet etsin. Bağcılar Köyü gibi 43 ayrı köyün kütüphanelerine 1881 Derneği kitaplar toplayıp ulaştırmaktadır.
BAĞCILAR KÖYÜ KÜTÜPHANESİ
Köy muhtarı Durmuş Mahir Ertekin; babası 1957 -1958’lerde muhtarken köyün kahvesinin bir köşesine kütüphane açmış, o kütüphane sayesinde köyde nüfusa göre tahsil oranı %95’lere ulaşmış ve çoğunluğu üniversite mezunu olmuş. Mahir Bey de bundan esinlenerek köye Mesut Tim’in desteği ve öncülüğüyle harika bir kütüphane kazandırmış. Fuarlarda köyüne olan ilgi, üniversiteli öğrencilerin araştırmalar için kütüphanelerini kullanmaları Mahir Bey’i daha da şevklendirmiş ve şu an kütüphaneye daha fazla kitap kazandırmak için emeklerine devam ediyor.
HEDEF 1881 FİDAN
1881 Derneği geçen senelerde “her yeni doğan bebek için bir fidan” projesi ile Yamanlar’da ilklerden birine imza atarak Atatürk’ün gösterdiği çevre duyarlılığına ve gelecek nesillere bırakılacak miras adımlarını atmıştı. Bu proje Türkiye’nin birçok yerinde örnek alındı ve hayata geçirildi. Genç, yaşlı, çocuk her yaştan 1881 Derneği üyesi bu sene de Menemen Bağcılar Köyü’ne fidan dikimi etkinliğine katıldı. Yüzlerce fidan toprakla buluştu. Hedef 1881 adet fidanı bu bölgeye dikmek…
ATATÜRK VE AĞAÇ
Atatürk’ün yürüyen köşk hikayesini ve iğde ağacı hikayesini bilirsiniz; Afet İnan, Hatıralar ve Belgeler adlı kitabında şunları belirtiyor:
“Mustafa Kemal, bir sahil çocuğu olduğu için denizi çok severdi. Fakat son hastalık günlerinde hasret çektiği yer, bir çam ormanlığı olmuştur.
‘Bana memleketimizin ormanlık güzel yerlerinden tanıdıklarını anlat… Arzum, yeşillik ve ağaçlık ve de yaz kış yeşil duran ağaçlar arasında olmaktır’ diyen sesi hala kulaklarımda akisler yapıyor.” diyor.
AĞACIN TÜRKLER İÇİN ÖNEMİ
Türkler eskiden beri doğaya ve özellikle de ağaçlara büyük bir saygı göstermişlerdir. Bozkırın ortasında bulunan tek bir ağaç bile onlar için kutsaldı, dokunulmazdı. Kimse ona zarar veremezdi. Ağacın dallarına bez bağlamak ve dilekte bulunmak yaşam veren ağacın gücüne duyulan inancın ne denli güçlü olduğunu göstermekteydi ki bu gelenek günümüzde Türklerin yaşadığı birçok bölgede ve Anadolu’da da devam etmektedir.
Türk inancında evren üç bölümden oluşur:
“Üst Dünya” (Gök) – “Orta Dünya” (Yer) – “Alt Dünya” (Yer Altı).
Gökyüzü ve ötesinde (Üst Dünya) – kanatlılar ve kutsal varlıklar bulunur.
Yeryüzünde (Orta Dünya) dört ve iki ayaklı hayvanlar, insanlar ve bitkiler bulunur. Yer altında (Alt Dünya) sürüngenler yani karanlık ve kötülük bulunur.
“Yaşam Ağacı” bu üç dünyanın tam göbeğindedir ve onları birbirine bağlar, bu üç dünya arasında geçişler için köprü görevi görür. Bu nedenledir ki “Şamanlar” göğe bu ağaç aracılığı ile yükselirler.
Yazı: Aras Attila