Bu sayımızda sizlere Bilişim Suçları’ndan söz etmek istiyorum.
28 Haziran Pazar günü sabah Facebook‘tan “Mutlu bir Pazar günü geçirmemizi dilerim” başlığı ile kendimizi mutlu hissettirecek görseller gönderip sonrasında bilgisayarımın başından kalkıp işlerime koyulmuştum. Öğleden sonra bir ara birkaç arkadaşım “facebook hesabımdan mesajlar gönderildiğine dikkat çekerek şifremi değiştirmemi söyledi. Facebook’u açtım. Evet, bir tuhaflık vardı ve ben sayfama giremiyordum. Hemen şifremi değiştirdim. Tam o sırada bir arkadaşım aradı ve “senden bana mesaj geldi, telefonumu istedin, yazdım” dedi. Ben de “ben öyle bir mesaj göndermedim, hatta Facebook başında bile değilim” dedim. Tabii arkadaşım çok telaşlandı. Çünkü telefon numarasını yazmış. Tam o sırada tekrar telefonumdan aranıyordum. Bu kez de bir yakınım “Bana mesaj gönderdin, dediklerini yaptım ve benden iki defa para çekildi” deyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. “Eyvahlar olsun. O kişi ben değilim” derken, üzüntü ve endişe tüm benliğimi sardı. Ne yapacağımı şaşırdım önce, sonra hemen herkese bu durumu duyurmam gerektiğine inanarak telefonumdan ve Instagram hesabımdan mesajlar göndermeye başladım. Yine de hesabımı ele geçiren kötü niyetli kişiler benden hızlı davranmış olabilirlerdi ve daha kimbilir kaç kişinin başı yanacaktı. Tüm bu düşünceler arasında 155’i aradım. Telefona çıkan yetkili en yakın karakola gitmemi, telefonla bir şey yapamayacaklarını söyleyince hemen hazırlanıp karakolun yolunu tuttuk. İfade verdim ve suç duyurusunda bulundum. Bu konuda pek de bir sonuç alamayacağımızdan ve maalesef bu durumla ilgili bir yığın dosya olduğundan söz ettiler. Ben de “ama işin sonunda dolandırıcılık olmuş. Benim bildiğim 3 kişiden para çekilmiş, bu çok kötü bir şey, üstelik benim hesabımdan yapılmış tüm bunlar, bunun bir çözümü olmalı.” dedim. Şifre değiştirme işleminin ardından hesabımı da kapattığımız için artık bu saatten sonra mesaj gönderemezler diye düşünüyordum ki; çok geçmeden yanıldığımı anladım. Gece boyu telefonlarım hiç susmadı. Beni uyarmaya çalışan birçok arkadaşımdan telefon ve mesaj gelmeye devam ediyordu. Araştırmalarıma göre; mesajlar şöyleymiş. Önce “selam nasılsın diye başlıyor mesajlar, sonrasında cevap verirsen şöyle devam ediyor. İyiyim saol teşekkürler. Teknosa’dan hediye bileti dağıtıyoruz. Seni de düşündüm senin cep faturlı mı?” Cümleyi özellikle aynen yazdım ki; aslında bu cümleyi benim kuramayacağımı beni bilen anlar. Ama işte gaflet anı; bazen insan yanılabiliyor. Telefon numarasını yazan kişilerin telefonlarına da “99.99 TL tutarındaki FACEBOOK ödemenizi Turkcell faturaniza yansitarak ödemek için EVET yazarak onaylayınız. Bu işlemi siz başlatmadıysanız lütfen onaylamayınız. Mikro Ödeme Müş. Hiz. 02129965555” Sizler de bu konuda dikkatli olun diye, mesajları aynı cümleleriyle yazıp bu konuyu dergiye taşımak istedim. İşin kötüsü Facebook’a defalarca yazmama rağmen bana hiç cevap verilmediği gibi ilgilenen de olmadı. Ben de bu durumda hesaplarımız nasıl güvencede olabilir diye araştırdım. Telefonla kodlama şekli daha sağlıklıymış. Tabii bir de çok zor bir şifre olmalıymış. Bana böyle söylediler. Lütfen siz siz olun bu durumlarda tanıdıklarınıza telefon açıp durumu bir araştırın. Ben, işim gereği sosyal medyayı sıkça kullanmak durumunda kalan biri olarak kendime yeni bir hesap açtım ama eski hesabımı kapattığımız halde hesabın halâ açık görünüyor olması beni rahatsız ediyor. Sözün özü sosyal medyada çok dikkatli olmak gerekiyor. Özel bilgi ve resim paylaşmamak gerekiyor diye düşünüyorum. Hep güzellikler, iyiliklerle karşılaşmak dileğiyle sevgi ve saygılar sunarım.
Ziynet Attila
ziynet@mavisehirdergisi.com
mavisehirdergisi@gmail.com