SİGORTA NE DEĞİLDİR?

Yazılarımda özel sigorta sistemine ilişkin genel ve detay bilgiler konusunda hem sigortalılara hem de meslektaşlarıma katkı sağlamayı amaçlıyorum. En çok yanılgıya düşülen noktaları, alınacak poliçelerin şekil şartlarının nasıl olması gerektiğini, hangi teminatın ne şekilde çalıştığı gibi bilgileri patik hayata uygun şekilde anlatmaya çalışıyorum.

Bu sayede de, daha bilinçli bir sigortalı yaşama katkı vermiş, ve dolayısıyla da gerçekleşmesi muhtemel hasarların tazminatlarının da en gerçekçi şekilde karşılanabilmesini sağlamış olmayı istiyorum.

1993’ten beridir faaliyetini sürdürmekte olan acenteliğimizin tüm çalışanları için geçerli olan bir bilgilendirme politikamız vardır. Poliçeyi satarken, sigortanın neleri ödeyeceğini değil, neleri ödemeyeceğini anlatmak gerekir. Çünkü her sigorta, tek tek belirtilmiş rizikolar listesi için teminat sağlar. Poliçeye prim karşılığı ekletilebilecek teminatlar olduğu gibi, hiçbir şekilde teminat alınamayacak rizikolar da vardır. Bunu biraz daha açmak gerekir. Bir rizikonun sigortalanabilir olması için:

•Riskin ortaya çıkması kesin değil, muhtemel olmalıdır. Gerçekleşme olasılığı %0 olan bir durumun sigortalanmasına nasıl ki gerek yoksa, %100 olanın da sigorta sistemine devredilebilmesine olanak yoktur.
•Ortada bir maddi zarar söz konusu olmalıdır. Parayla ölçülemeyen değerlerin sigortalanması söz konusu olamaz.
•Sisteme devredilecek rizikonun, bu devre ilişkin karşılığı (prim), risk gerçekleşmeden ödenmiş olmalıdır.

Bunlar sigortalanabilirlik için gerekli olan şartlandan bazılarıdır. Bu özet bilgiden sonra asıl konumuza dönecek olursak: Sigorta bir hibe sistemi değildir. İhtiyacımız ortaya çıktıktan sonra poliçe satın alarak para temin edebileceğimiz bir fon havuzu değildir. Riziko gerçekleşmeden dahil olunup, ortaya çıkması muhtemel (ama kesin değil), risklerimizi devredebileceğimiz sistemdir. Hasar oluştuktan sonra, sigorta poliçesi alarak, zararını sigorta şirketlerinden karşılamaya çalışan kişiler, aslında, sisteme kurallara uygun bir şekilde dahil olmuş dürüst kişilerin sisteme yatırdıkları paralardan menfaat sağlamaya çalışmaktadır. Çünkü sonuçta sigorta şirketi hasarları, prim olarak topladığı paralardan karşılamaktadır. Eğer ödenen hasar tutarları çok olursa, toplanması gereken prim miktarının arttırılması gerekeceği, yani sigorta fiyatlarının yükseleceği anlamına gelmektedir.

Sigorta poliçesi, karşılığında derhal somut bir mal aldığımız bir ürün değildir. Ödediğimiz para ile, poliçe süresince ve yine poliçede belirtilen sebeplerden dolayı ortaya çıkacak olan zararlarımızı, bizim yerimize bir başkasının karşılaması güvencesini satın alıyoruz. Eğer poliçe süresince bir hasar oluşmamışsa, sigortaya boşuna para ödemiş sayılamayız. O süre boyunca kendimizi güvence altında tutmanın bedelidir, ödenen prim.

Her türlü zarar ziyanı ödemesi beklenen bir sistem değildir. Poliçe çift taraflı bir sözleşmedir. Bu sözleşmede hem sigortacının hem de sigortalının yükümlülükleri belirtilmektedir. Sigortacı hangi durumlarda ne şekilde ödeme yapacağını poliçelerde belirtir. Bunun karşılığında da sigortalının ödemesi gereken prim ve alması gereken önlemler de yine poliçede yazmaktadır. Ek bir teminat almak ya da azaltmak, ödenmesi gereken primi de artı ya da eksi yönde değiştirecektir. Sadece fiyat ile yapılan karşılaştırmalar, poliçelerin içerikleri konusunda yanılgı yaratacaktır. Bununla birlikte, poliçe kapsamında yer almayan bir rizikonun neden olacağı hasarı da sigorta şirketinin ödememiş olması, yapılan sözleşmenin aksi bir durum değildir. Dolayısı ile poliçe satın alırken, hangi teminatları kapsam dahilinde hangilerini haricinde tuttuğumuzu kesinlikle çok iyi incelemeli, güvenerek danışmanlık aldığımız sigorta acentemizin tavsiyelerine de kulak vermeliyiz.

Ülkemizde sigorta sektörü, kendini en hızlı geliştiren ve tüketici hakları konusunda en titiz çalışan sektör olduğunu samimiyetle söyleyebilirim. Yaşanan sorunların büyük kısmı, daha az para ödemek amacıyla ya da aracı kurumun yanlış yönlendirmesi nedeniyle, uygun olmayan ürün satın almaktan kaynaklanmaktadır. Bunlar tüm sektörlerde olduğu gibi sigorta sektöründe de vardır. Gerçekten mesleğine sahip çıkan, kısa vadeli kazançlar peşine düşmeden işini en iyi şekilde yapan pek çok acente arkadaşım vardır. Hem kendi müşterilerimiz hem de sektörün geleceği için var gücümüzle çalışmaktayız.

Şu unutulmamalıdır ki, kuruluş amacı hasar ödemek olan sigorta şirketleri, oluşan hasarı karşılamamak için bir çaba içinde olamaz. Yeter ki doğru şartlarla düzenlenmiş bir poliçemiz olsun.

Mavişehir ve İzmir'in en sevilen genel kültür, magazin ve güncel hayat dergisi.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir