OBEZİTE GENLERDE BAŞLAR

Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Doktor Onur Oral,  küresel bir sağlık sorunu haline gelen obezite ve genetik arasındaki ilişkiyi anlattı. Uzman Dr. Onur Oral genetik tanı yöntemleriyle, kişiye özel bireysel beslenme tarzının, kilo kontrol yöntemlerinin ve egzersiz programlarının  planlanabildiğini, böylece obezite tedavisinde başarı oranının yükseldiğini belirtti.

Bilim dünyasında çok büyük tartışmalara sebep olan İnsan Genom Projesi ve bu projenin sağlık alanındaki uygulamalarından bahsedebilir misiniz?
2001 yılında açıklanan ancak eksikleri 2003 yılında tamamlanan İnsan Genom Projesi genetik alandaki ilerlemelere çok önemli ivme kazandırmıştır. Her bilim dalı için olduğu gibi Spor Bilim dünyası da bu yeniliklere seyirci kalmadı. Geçen süre içinde yeni bilgiler ortaya çıktıkça güncellenen “İnsan Genomu Projesi” rehberliğinde obezite sorunun çözümüne yönelik genetik uygulamalar Tıp ve Spor Bilim dünyasında her geçen gün daha çok dikkat çekmeye başladı. Genler, ayrıca sporcu vücudunun antrenmana, beslenmeye ve diğer faktörlere nasıl ve ne şekilde cevap vereceğini de belirleyebileceği gerçeğinden yola çıkarak, “Obezite Genetiği’’ konusunda da obezite gen testlerinden alınan sonuçlar paralelinde, obez bireylerde sağlıklı kilo kontrolünü sağlamak olasıdır.

Obezitenin tanı ve tedavisinde genetik yöntemlerin kullanım alanları nelerdir?
Küresel bir sağlık sorunu olan obezitede uygulanan genetik tanı yöntemleriyle, bireyin bireysel beslenme tarzı, kilo kontrol yöntemleri ve kişiye özel egzersiz programları planlanabilmekte ve obezite tedavisinde başarı oranları yükselmektedir…

Son yıllarda gelişen genetik bilimi obeziteye neden olabilecek bazı genleri tespit edebilmeyi başarmasının ardından, obeziteye yol açabilecek bir çok metabolik faktörün DNA’larımıza kodlanmış olduğu ve genlerimiz tarafından kontrol edildiği gerçekliği ortaya konmuştur.

Küresel bir sağlık problemi olan obezitenin tanı ve tedavisinde dünya ülkelerinin kullandığı güncel yöntemler nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütünün,” obeziteyle mücadele” konusunu “şişmanlık önlenebilir” öngörüsüyle ele alınca; özellikle fiziksel aktivitenin arttırılmasına yönelik uygulamalar en önde gelen eylem planı olarak değerlendirilmeye başlandı. Fiziksel aktivitenin arttırılması son derece önemli ve tartışılmaz bir gerçek, çünkü alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengenin bozulmasıyla şişmanlama hızla arttığı bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda.

Bilindiği üzere, ulusal sağlık politikalarının ana hedefi sağlıklı bireylerden oluşan sağlıklı bir topluma ulaşmaktır. Sağlıklı topluma ulaşmak için de kurumlar ve sektörler arası işbirliğini kuvvetlendiren politikaların geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Obezite ile mücadele strateji planları yapılırken, bu konuda çok yönlü bilimsel disiplinlerin katkılarına başvurulması çok doğaldır.

Bu planlamaların olumlu sonuçlara ulaşabilmesi için, bu alanda deneyimli hekim ve konuyla ilgili sağlık çalışanlarının medikal yaklaşımları; özellikle insan organizmasının fonksiyonel anatomik yapısı, işleyiş ve fizyolojik davranışlarını bilimsel zeminde değerlendiren, spor dalları konusunda deneyimli ve çağdaş spor teknolojilerini sportif alanlara ve uygulamalara taşıyabilen spor bilimci akademisyenlerimizin değerli birikimleriyle harmanlanmalıdır.

Özellikle son yıllarda tıp alanındaki bilimsel gelişmeler çok önemli yenilikleri hayatımıza kazandırmaktadır. Tıp dünyasında özellikle genetik alanındaki bilimsel ilerlemelerle insan hayatının sırları açığa çıkarken; aynı zamanda hastalıkların tanı ve tedavileri de genetik bilimi rehberliğinde tekrar şekillenmeye başladı.

Obezitenin tanı ve tedavisinde genetik yöntemlerin başarı oranı nedir?
Sonuç olarak, geniş kitlelerin sadece fiziksel sağlık değil ama aynı zamanda psiko-sosyal sağlığını da geliştirmesi açısından çok özel ve eşsiz bir öneme sahip olan spor ve fizik aktivitelerin toplumsal düzeyde teşvik edilmesiyle şekillenecek ‘’Obezite ile Mücadele Hareketi’’ toplum sağlığına radikal bir katkı sağlayacağı kesindir. Bu noktada yapılması gereken en önemli bilimsel başlangıç, obezite hastalığının genetik tanısı, gen yapısına uygun bireysel diyet ve egzersiz programları düzenleyerek bu alanda somut başarılarla obez bireylerin sağlık koşullarında gözle görünen düzelmeleri sağlayabilmektir.

Bu alandaki başarılarımızı sürdürülebilir kılmak için, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nden konuyla ilgili akademisyen arkadaşlarımızla oluşturduğumuz çalışma ekibi bünyesinde, elimizdeki bilimsel bilgi ve deneyimi harekete geçirerek, toplumun sağlıklı yaşam hedeflerine ulaşabilmesi adına nitelikli çözümler geliştirebilmek için ortak çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Mavişehir ve İzmir'in en sevilen genel kültür, magazin ve güncel hayat dergisi.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir