ÇOCUKLARDA BAĞLANMA STİLLERİ VE BAĞIMLILIK

Anne ve babalar çocuklarının bilişsel ve motor becerilerini ön planda tutarken, bazen duygusal gelişimlerini göz ardı edebiliyorlar.

Oysa ki gelişim bir bütündür ve her alan birbirini etkilemektedir. Gelecekte kişinin kendini gerçekleştirmesi, özgüvene sahip olması ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi, bebeklik döneminde geliştirdiği güven duygusuyla çok yakından ilişkilidir. Güvenli bağlanma doğumla beraber başlar ve bu bağın kurulamadığı durumlarda çocukta yoğun kaygı ve korku görülür.

Güvenli bağlanma, annenin veya bebeğe bakım veren kişinin bebeğin ihtiyaçlarını doğru algılayıp karşıladığı, tutarlı, sıcak içten ve duyarlı bir bağlanmayı ifade eder. Güvenli bağlanmanın yaşanmadığı durumlarda ise çocuklarda aileye yönelik bir “bağımlılık” görülür.

Aileler farkında olmadan çocuklarını kendilerine bağımlı yetiştirebilirler. Çocuğun kendi kendine bir şeyler yapmasına izin vermeyen kontrolcü ebeveynler, çocukların kendi kendine yeten, bağımsız karar alabilen, sağlıklı bireyler olmasına da engel olmaktadır.

Güvenli bağlanmanın sağlıklı gelişmediği durumlarda örnek olarak okul öncesinde okul reddi yaşayan çocukların psikolojilerini alabiliriz.

Anneden ayrılmayan, anneye yapışan ve ağlama nöbetlerinin görüldüğü çocuklarda ilk akla gelen okulu sevmediği ve okula gelmek istemediğidir. Oysa ki durum görünenden çok farklıdır. Çocukla anne arasında kurulmuş olan “kaygılı bağlanma”, çocuğun bırakılıp gitme ve yanlız kalma korkularını tetiklemekte ve okula adaptasyon süresinin uzamasına neden olmaktadır. Elbette ki okula alışma süresinde kaygılar ortaya çıkabilir; fakat çocuğun bu kaygılarla başa çıkma biçimi çocuğun bağlanma stiliyle doğrudan ilişkilidir.

Özellikle, anneden ayrıldığında ağlamaya başlayan ve anneye kavuştuğunda bile sakinleşmeyen çocuklarda annenin tutarlı davranışlarındaki eksiklikler nedeniyle güvenli bağlanmanın sağlanamadığı görülür.

Okul öncesinde güvenli bir bağlanmanın gerçekleşmesi için, ailenin çocukla iletişimine dikkat etmesi, ailece ortak kararların alınıp, uygulanması ve çocuğa seçenekler sunarak birini veya birkaçını seçmesine fırsat verilmesi gereklidir. Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar vermek güvenli bağlanmayı pekiştirirken; çocuklara yapabildikleri şeyler için fırsat tanımak da bağımsız bir birey olma yolunda çocuğa içsel motivasyon sağlanmaktadır. Aile içinde verilen sözler tutulduğu takdirde çocukta güven algısı gelişir ve çocuğu uygun olmayan davranışları yüzünden cezalandırmak yerine ebeveynin duygularını ifade etmesi ise empati kurma becerisini destekler.

Özetle, çocuğu ve ihtiyaçlarını doğru anlamak ve çocuğa karşı destekleyici bir tutum sergilemek sağlıklı bir bağlılığın temellerindendir.

Okul Psikoloğu ve Aile Danışmanı
Burcu BUDAK

Mavişehir ve İzmir'in en sevilen genel kültür, magazin ve güncel hayat dergisi.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir