ATSIZ KARADUMAN İLE ÖZEL RÖPORTAJ

Karadayı dizisinin sevilen karakteri Dalyan Rıza’yı canlandıran başarılı oyuncu Atsız Karaduman ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Atsız Karaduman kimdir?
1956 yılında Ankara’da doğdum. İlk ve Ortaokulu Keçiören‘de okudum. Liseye Keçiören Lisesi’nde başladım, Atatürk Lisesi’nde bitirdim. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünü kazandım ve Yüksek bölümünden mezun oldum. Cüneyt Gökçer, Mahir Canova, İlyas Avcı, Yücel Erten, Can Gürzap, Saim Alpago, Yıldırım Önal, Asuman Korad, Haldun Marlalı, Muammer Çıpa, Ahmet Leventoğlu, Nüzhet Şenay, Ergin Orbey, Sait Sökmen okuldaki meslek dersi hocalarımdı, hepsini saygı ve minnetle anıyorum. 1978 yılından bu yana Devlet Tiyatrolarında oyuncu olarak görev almaktayım. 2000 yılına kadar Ankara’da, daha sonra İstanbul’da Kurumda görevime devam etmekteyim. Oynadığım bazı oyunlar Cephede Piknik, Gülünç Kibarlar, Sultan Gelin, Oyunlarla Yaşayanlar, Bağdat Hatun, İki Kova Su, Alaaddi’nin Sihirli Lambası, Kral Lear, İntihar, Mine, Bütün Menekşeler Annem Kokar, Buzcu Geliyor, İspinoz Kuşları, İmparatorun İki Oğlu, Uyarca, Moskova Geceleri, Kafesten Bir Kuş Uçtu, Sokullu Ne Yapmalıydı, Domuz Ahırı, Kaygusuz Abdal, İnıshmaan’ ın Sakatı, Ne Dersin Azizim, Zalım Mahmut, Güneş Batarken Bile Büyük. Oynadığım bazı diziler, Küçük Dünya, Duvardaki Kan, Osmanlı Kıyam, Suskunlar, Kurtlar Vadisi, Karadayı.

Sıradışı bir isminiz var, isminizin bir hikayesi var mı?
Babam; Şair, Romancı, Tarihçi, Hüseyin Nihal Atsız hayranı idi. Büyük bir sevgisi, saygısı vardı. Benim adımı Atsız, kızkardeşimin adını da Nihal koymuş.

Size tiyatroyu sevdiren neydi? Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Babam Devlet Tiyatroları’nda Genel Müdür Cüneyt Gökçer’in sekreteri idi. İlkokul yaşlarında başlayarak iyi bir tiyatro seyircisi olmuştum. Sahnedeki dev oyuncuları büyük bir hayranlıkla izledim. Liseyi bitirince, rahmetli İlyas Avcı ve rahmetli Baykal Saran’ın yönlendirmeleri ve sınava hazırlamaları neticesinde kendimi Ankara’da Cebeci’de ki tarihi Konservatuar binasında buldum. O gün, bu gün tiyatro bir sevda olarak hayatımda.

mavisehir-dergisi-atsız-karaduman2

Eşiniz Sema Aybars ülkemizde çok değerli bir sanatçı. Eşinizle aynı meslekte olmanın avantajları var mı?
Sema büyük bir oyuncudur, yetenekli, disiplinli, işini seven ve en iyi icra eden bir sanatçıdır. Bugün dil sorun olmasa dünyanın her yerinde, en iyi tiyatrolarında oynar. Böyle bir kadınla hayatı paylaştığım için başta mesleki anlamda kendimi çok şanslı görüyorum. İyi bir oyuncu olmak istiyorsanız, eleştiriye açık olacaksınız. Sema’nın yapıcı, yol gösterici eleştirileri benim için çok önemlidir.

Şu anda sevilen dizi Karadayı’da Dalyan Rıza karakterini canlandırıyorsunuz. Dizi ve rolünüz hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Diziler de tiyatro sanatı gibi kollektif iştir. Disiplin, saygı, sevgi, öğrenme azmi, çalışma heyecanı ister. Diziler gerçekten çok zor şartlarda çekilmekte, her hafta zamana karşı mucizeler yaratılmakta. Ben üç yıldır, Karadayı dizisinde gerçekten büyük bir konfor yaşadım. Başta yönetmenlerim Sayın Uluç Bayraktar’a, Sayın Cem Kargı’ya, ikinci yönetmen Sayın Neslihan Yeşilyurt’a, Sayın Benal Tahiri’ye, oyuncu arkadaşım Sayın Çetin Tekindor, Sayın Kenan İmirzalıoğlu, Sayın Bergüzar Korel, Sayın Yurdaer Okur, Sayın Erkan Avcı ve ismini yazamadıklarımdan özür dilerim bütün arkadaşlarıma, bütün kamera, ışık, yapım ve set ekibi dostlarıma, sizin huzurunuzda teşekkürü bir borç bilirim. Hepsini sevgiyle ve saygıyla anacağım.

Dizilerde senaryo çok önemlidir. Senaristlerimiz Sema Ergenekon ve Eylem Canbolat 1973, 1974 Türkiye’sini o kadar gerçekçi o kadar sıcak dile getirdiler ki, o replikleri söylerken çok keyif aldım. Evet o yıllardaki mahalleler artık büyük kentlerimizde yok, o yıllardaki komşuluk ilişkilerine hasretiz… Kibar’la, Dalyan’ın dostuluğuna şimdilerde rastlamak nerdeyse imkansız. Günümüzde imkansız aşkların peşinden koşmak nerdeyse aptallık olarak görülmekte. Günümüzde, racon sahibi kimi o eski kabadayıların yerini insafsız, ahlaksız, çıkarcı HIRSIZLAR aldı.

mavisehir-dergisi-atsız-karaduman5

Dizi ile ilgili izleyicilerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Dizi ile ilgili mutlu olduğum en önemlli tepki, DOSTLUK konusundadır. Amacım da o idi zaten. Kayıtsız, şartsız, karşılıksız, bir dostuluğun hayatımızda ne kadar önemli olduğunu bir oyuncu olarak vurgulamak ve yansıtmaktı.

mavisehir-dergisi-atsız-karaduman4

Tiyatro ve dizi oyunculuğu arasında fark var mı?
Bu konu teknik ve tartışması uzun bir konudur. Ancak şu kadarını söyleyeyim akıllı oyuncular için oyunculuk oyunculuktur. Televizyon, sinema, dizi farketmez.

Boş zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz?
Çalışma hayatımın en yoğun olduğu bir dönemi yaşıyorum. Devlet Tiyatrosu’nda Güneş Batarken Bile Büyük adlı oyunda oynuyorum. Oyunun yazarı ve yönetmeni konservatuardan sınıf arkadaşım Kazım Akşar. Oyun Goethe’nin hayatından bazı kesitleri seyirciye sunmakta. Basından izleyenler bilirler oyunumuz SANSÜR tehditi ile karşılaşmıştı. Ancak Sayın Kazım Akşar’ın ve o dönemin İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Sayın Şakir Gürzumar‘ın ilkeli ve namuslu tavırları sayesinde SANSÜRSÜZ seyirci ile buluştu. Oyunda başta oyuncu arkadaşım Reha Özcan olmak üzere bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim. Huzurlu, verimli bir sezon yaşadım tiyatroda. Dizi devam ediyor, Dialog’ta hoca olarak görev yapıyorum, Afife Ödülleri jürisindeyim, oyunları seyrediyorum. Umarım yazın boş vaktim olacak ve sadece dinleneceğim.

Tiyatro sahnesi sizin için ne ifade ediyor?
Tiyatro sahnesi kardeşliktir, barıştır, özgürlüktür, demokrasidir, hukuktur, adalettir, sevgidir, aşktır, paylaşmaktır. Velhasıl insana dair ne kadar iyi kavram varsa odur.

Tiyatro mesaj vermeli mi? Günümüzde tiyatronun rolü nedir?
Günümüzde tiyatro ve sanat büyük bir tehditle karşı karşıyadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi internet sitesinde halen yer alan Tüsak yasa taslağı Türkiye’de sanatı yok edecek bir taslaktır. Şu anda var olan ödenekli sanat kurumlarının yasaları bu taslakla mülga edilmekte ve kurumların kapısına kilit vurgulamaktadır. Yani bu zihniyet Türkiye’de tüzel kişiliği haiz sanat kurumlarını kapatarak kendi emrinde, yanaşma, yandaş sanat üretme gayretindedir. 1949 yılında Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi tüzel kişiliği haiz yasalarla kurulmuş ve halen yasal olarak böyle yönetilmesi gereken kurumlardır. Yani oynayacakları eserleri kendi kurulları seçer, disiplin işlemlerini kendi kurullarında çözer, kuruma alma sınavlarını, tayinleri, görevlendirmeleri kendi kurulları yapardı. Tüsak yasa taslağında bütün bu işlemler direkt olarak hükümetlere bağlı bir Tüsak adlı kuruma verilmiştir. Özlenen, hükümetlerin hizmetinde ve emrinde sanat kurumları yaratmaktır. Ancak sanat tarihi bize öğretmiştir ki, partilere bağlı, onların güdümünde sanat üretilemez, üretilmemiştir. Eğer bu yasa taslağı önümüzdeki dönem yasalaşırsa İzmir dahil, Ankara dahil Anadolu’da sanat biter, bir paket sigara parasına tiyatro, opera, bale seyretmek hayal olur. Bu yasa ile sadece iktidardaki hükümetlerin yandaşları ceplerini doldurur. Ve maalesef Devlet Tiyatroları’nın başında bu yasa taslağını az sayıda destekleyen sanatçılardan biri bulunmaktadır.

mavisehir-dergisi-atsız-karaduman3

Şu an tüm Türkiye’nin gözü önünde olan ünlü sanatçılar topluma iyi örnek oluyorlar mı? Sizce sanatçı duruşu nasıl olmalı?
Sanatçıların özel hayatları ile gündeme gelmesini çok doğru bulmuyorum. Sanatçı ürettiği ürünlerle gündeme gelmelidir. Toplumun her kesiminde ne kadar çürük elma varsa sanat camiasında da o kadar çürük elma vardır. Sanatçı bütün insani değerlerin yanında olmalıdır, insana zulüm eden, insanı sömüren her düşünceye her eyleme karşı olmalıdır.

İzmir ve İzmirliler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ankara’da doğdum, büyüdüm, okulumu bitirdim, mesleğimi seçtim, çalıştım, İstanbul’da ülkeme, milletime, kurumuma hizmet etmeye devam ettim. Emeklilik öncesi ve emekliliğimi İzmir’de yaşamak arzusundayım. Mücadelemi İzmir’de sürdürmek isterim. Devlet Tiyatroları’nın İzmir Karşıyaka Sahnesi yeniden yapılmak üzere yıkılmıştı. Beş ay önce sözde bir temel atma töreni yapılmıştı, halen çivi çakılmadı. Umarım orada bir oyunda görev alırım.

İçten ve samimi cevaplarınız için çok teşekkür ederiz.
Ben de Mavişehir Dergisi ekibine çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın, aydınlık günlerde buluşmak dileğiyle.

mavisehir-dergisi-atsız-karaduman6 mavisehir-dergisi-atsız-karaduman7

Mavişehir ve İzmir'in en sevilen genel kültür, magazin ve güncel hayat dergisi.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir