Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) ile Anadolu ve Trakya her türlü işgale açık bir duruma geliyordu. Çünkü Mondros ateşkes hükümleri galip devletlere gerekli gördükleri her yeri işgal etme hakkı tanıyordu.
Mondros Ateşkes antlaşmasının hemen ardından işgaller başladı.
Memleketimiz dört bir yandan İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar tarafından işgal edilmeye başlanmıştı.Yunanlılar kendilerine vaat edilen Ege Bölgesi’ni ele geçirmek üzere, İngiliz, Amerikan ve Fransız savaş gemilerinin koruması altında, 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgale başladılar. İzmir’in işgaline tepki olarak gazeteci Hasan Tahsin tarafından düşmana atılan ilk kurşun Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olmuştur. 19 Mayıs 1919’da Atatürk Samsun’a çıkmıştır.
Amasya genelgesi yayınlanmıştır. Daha sonra Erzurum ve Sivas kongreleri gerçekleştirilmiştir. İstanbul’un işgal edilmesi ve Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasıyla Osmanlı yönetimi çökmüş, Padişah İtilaf Devletlerin esiri haline gelmiştir. Böyle bir durumda ulus kendisini yönetmeye başlamalıdır. Ulusu temsil eden, ulus adına karar veren yetkili organa ihtiyaç vardır. Bu da yeni bir meclistir. 23 Nisan 1920’de 338 milletvekilinin katılımı ile TBMM açılmıştır.
Büyük Taarruz planı, 26 Ağustos 1922 sabahı uygulamaya konulmuştur. Başarılı topçu ateşinin ardından yapılan piyade taarruzu ile daha ilk saatlerden itibaren İngilizlerin üç ayda aşılamaz dedikleri istihkâmlar, üç saatte aşılmış ve Yunan mevzilerine girilmiştir. 30 Ağustos sabahı cephede sıkıştırılan Yunan ordusu ile Türk ordusu arasında büyük bir meydan muharebesi başlamıştır. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa bu muharebeyi doğrudan doğruya kendisi yönettiği için bu savaşa “Başkomutan Muharebesi” denilmiştir. Bu muharebede, bir gün içinde Yunan ordusunun en önemli bölümü imha edilmiştir. Büyük Taarruz Zaferi’ni taçlandıran Başkomutan Muharebesi, Türk İstiklal Harbi’nin son safhasını oluşturmuştur.
31 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa; kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızla takip edilmesini istemiş, İzmir ve civarındaki kuvvetleri ile birleşmemesi için üç koldan Adalar Denizi (Akdeniz)’ne doğru ilerlenmesine yönelik şu tarihî emrini vermiştir: “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” Halen 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında büyük önder Atatürk’ün bu sözleri tekrarlandığında milli hislerimiz doruk noktasına çıkar.
Zafer Bayramı 30 Ağustos 1922’de kazanılan büyük zaferi kutlamak üzere yasayla kabul edilmiş olan resmi bayramlarımızdandır. Her yıl Türkiye’de Kuzey Kıbrıs’ta ve dış temsilciliklerimizde merasimlerle kutlanmaktadır.